‘İtaat etmeyen’ binlerce kadın engellemelere rağmen yürüdü!

  • 19:55 25 Kasım 2017
  • Güncel
İSTANBUL- 25 Kasım Platformu çağrısıyla bir araya gelen binlerce kadın  polis engeline rağmen yürüdü. Yürüyüş boyunca ‘itaat etmiyoruz’ mesajı veren kadınlar, “Nasıl bir hayat yaşayacağımıza, seçimlerimize, kimi sevip kimi sevemeyeceğimize, kiminle yaşayıp kiminle yaşamayacağımıza, bugünümüze, geleceğimize karışamazsınız!” dedi. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Günü kapsamında İstanbul'da 25 Kasım Platformu öncülüğünde binlerce kadın bir araya geldi. Taksim Tünel'de toplanmak isteyen kadınlara polis engel olmaya çalışsa da, kadınlar engelleri tanımayarak alanı doldurdu. Uzun süren tartışmaların ardından kadınların ısrarı kazandı ve polis yürüyüşe izin vermek zorunda kaldı. Sakine Cansız ve Seve Demir’in fotoğrafları ile LGBTİ flamasına tahammül edemeyen polis, fotoğrafları kaldırmamaları durumunda müdahale etmekle tehdit etti. 
 
"Erkek devlet şiddetine itaat etmiyoruz" ve "Hayatlarımızdan da, mücadelemizden de vazgeçmiyoruz" yazılı pankartlar taşıyan kadınlar sık sık "Yaşasın kadın dayanışması", "Jin, jiyan, azadi", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz", "Dünyayı yerinden oynatacağız" ve "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa" sloganları attı. Kadınlar aynı zamanda "Kadınlar birlikte güçlü", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz", "Hayatı istiyoruz", "Direnişle tecridi kıracağız", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" ve "Kadın dayanışması yaşatır" yazılı dövizler taşıdı. 
 
Kadınlar bir ağızdan erkek devlet şiddetine maruz bırakılan ve katledilen kadınların isimlerini sayarak, "Burada" diye haykırdı. Ardından kadınlar slogan ve zılgıtlar atarak yürüyüşe başladı. Mor flamalar, tutuklu kadın siyasetçilerin fotoğrafları ve katledilen kadınların fotoğraflarının taşındığı yürüyüş Hollanda Konsolosluğu önünde sonlandı. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın metnini 25 Kasım Platformu adına Özengül Ergün okudu. 
 
25 Kasım'da Türkiye ve dünyanın dört bir yanından kadınların ayağa kalktığını ve sokağa çıktıklarını belirten Özengül, "Sadece bugün değil 1 yıldır neredeyse aralıksız kentlerin meydanlarında itiraz ediyoruz, direniyoruz. Hayatlarımızı çevreleyen, olağanlaştırılmaya çalışılan erkek şiddetine, olağanüstü halle kadın düşmanlığının dozajını arttıran devlet şiddetine, faşizmin her türlü uygulamasına karşı susmamaya, itaat etmemeye devam ediyoruz" diye belirtti. 
 
'Geleceğimize, seçimlerimize karışamazsınız'
 
Özengül, kadınların alanlarda olduğunu ve yaratmak istenen korku, nefret, şiddet ve savaş rejimine kendi sözleri, bedenleri, eylemleri ve dayanışmaları ile direndiklerinin altını çizdi. Erkek-devlet şiddetine alışmayacaklarını vurgulayan Özengül, "Nasıl bir hayat yaşayacağımıza, seçimlerimize, kimi sevip kimi sevemeyeceğimize, kiminle yaşayıp kiminle yaşamayacağımıza, bugünümüze, geleceğimize karışamazsınız! Çalışmamıza, okumamıza, arzularımıza yön veremezsiniz. Boşanıp boşanmayacağımız, doğurup doğurmayacağımız ve kaç çocuğu nasıl doğuracağımız bizim kararımızdır. Çocukların velayetini kimin alacağını, hangi mahallenin imam hatip okuluna mecbur edileceklerini, hangi topraklarda, hangi savaşta ölmeleri gerektiğini, haysiyetli bir biçimde gömülüp gömülmeyeceklerini belirleyen sisteminize itaat etmiyoruz" dedi.
 
'Kadın merkezlerini hedef aldınız' 
 
‘Boşanma oranı artıyor’ yalanları ile kadınları şiddete, eşitsizliğe mahkum edemeyeceklerine vurgu yapan Özengül, "Boşanma için ‘önce arabulucu’ diyerek aslında barıştırmayı hedeflediğinizi biliyoruz. Makbul olan-olmayan, müftüde evlenen-müftüde evlenmeyen-hiç evlenmeyen, kürtaj yaptıran-kürtaj yaptırmayan kadın diye ayrıştırılmaya itaat etmiyoruz. Karakollarda, şiddet gören kadınlara, LGBTİ bireylere ‘size vaktimiz yok’ derken veya hayatta kaldığına pişman ederken erkeklere sığınakların yerini dahi ayan beyan söyleyen düzeninize itaat etmiyoruz. ‘OHAL’ bahanesiyle şiddet karşısında dayanışma için başvurabileceğimiz kadın örgütlerini kapattınız. Kürt illerindeki belediyelere atadığınız kayyumlarla en önce belediyelerin kadın merkezlerini hedef aldınız" diye belirtti. 
 
‘Kadın merkezinde müftü nikahı’
 
Bismil'de kapatılan kadın merkezini hatırlatan Özengül,"Örneğin Bismil Belediyesi’ne atadığınız kayyum Kürt kadınların mücadelesinin eseri olan Nujîn Kadın Merkezi’ni kapatmakla kalmadı; yerine açtığı evlendirme dairesinde geçtiğimiz günlerde ilk ‘müftü nikâhını’ kıydı. Şiddetten uzaklaşma, güçlenme alanları yerine evlenecek mekânlara ihtiyacımız olduğuna karar verdiniz. Hep adımıza karar verdiğiniz; tecavüzcülere af çıkarmaya yeltenirken kadın milletvekillerini, belediye başkanlarını, siyasetçileri, hak savunucularını mahkûm ettiğiniz; KHK’lara karşı işi için direnen Nuriye Gülmen’i hapiste tuttuğunuz bu hale itaat etmiyoruz. Emeğimizi görmezden gelmenize; kadınlara ucuz, esnek, güvencesiz istihdamı dayatan genelgelerinize itaat etmiyoruz. Ders kitaplarını, gündelik basını, kadınları buzlayan TV ekranlarını cinsiyetçilikle kaplamanıza, bu cinsiyetçiliği toplumsal yaşamın her köşesine yaymanıza alışmıyor, itaat etmiyoruz" diye ifade etti. 
 
‘Birlikte güçlüyüz’
 
Özengül, "Çalıştığımız, okuduğumuz, yaşadığımız, hayatlarımızın geçtiği yerlerde bir araya geliyoruz, kurduğumuz kadın dayanışmasıyla birbirimize iyi geliyoruz, birlikte güçlü olduğumuzu unutmuyoruz! Yalnızlaşmıyoruz. Dayanışmayı yükseltirken görünmeyeni de görünür kılıyoruz. Trans kadınların ve göçmen seks işçilerinin kamusal alandaki görünmezliği çoklu ayrımcılığı tetiklerken, binlerce hayat erkek dayanışmasının kusursuz işleyişinde yitip gidiyor" dedi. 
 
'Erkek şiddeti karşısında susmuyoruz'
 
Trans birey Hande Kader’i ve göçmen seks işçisi Verde’yi kuşatan bu görünmezlik ablukasını kırmak için daha fazla bir arada duracaklarına dikkat çeken Özengül, "Şiddetin normalleşmesine izin vermemek için sokakta, metrobüste tanık olduğumuz, alt kattan seslerini duyduğumuz şiddeti izlemeyip müdahale ediyoruz. Israrla şikâyetçi, ısrarla takipçi oluyoruz ve en önemlisi hayatı kendimize değil şiddet uygulayana dar ediyoruz” diye konuştu. 
 
Özengil son olarak, “Hayatlarımızı, anneliğe, aileye, şiddete hapsetmeye çalışan yasalara ve yargıya, nasıl bir hayat yaşayacağımızı bize dayatan adamlara, o adamları koruyan tek adama itaat etmiyoruz" dedi.
 
Açıklama Kürtçe ve Arapça da okundu. Kadınlar açıklamanın ardından sloganlar atarak alandan ayrıldı.