Sevgül’ün çığlığı: Öldürüldükten sonra mı duyacaksınız sesimi?

  • 09:02 13 Ocak 2018
  • Güncel
Zülal Koçer
 
İSTANBUL -  Şiddet, ölüm tehdidi ve ihlal edilen uzaklaştırma kararları… Erkek-devlet işbirliği sonucu şiddet sarmalına mahkûm edilmeye çalışılan Sevgül, kadınlara “Beni kurtarın” diye sesleniyor. “Yani kaçan, saklanan, eziyet gören, dayak yiyen, sokak ortasında darp edilen hep biz mi olacağız?” diye soran Sevgül, erkek-devletin sessizliğine inat bir çığlık yükseltiyor.  
 
Geçtiğimiz günlerde iki kızı Ali Yardım isimli erkek tarafından katledilen Dilek Çakır’ın, “Savıcısına gittim, polisine gittim. Kimse korumadı” diye yaptığı açıklama hafızalara kazındı. Defalarca şikâyet etmesine rağmen erkek- devlet iş birliği ile şiddet sarmalına itilen Dilek gibi binlerce kadın, sesini duyurmaya çalışırken yalnızlaştırılıyor ve çaresiz bırakılmak isteniyor. Buna karşın kadın dayanışması ile hayatta kalmayı başaran ve çaresizliğe karşın cesareti kuşanan kadınlardan biri de Sevgül. 
 
Sevgül C. ile randevulaşmak için yaptığımız telefon görüşmesinde, “Yarın çok acil bir durum olmazsa geleceğim” diyorum. Buna karşılık şu cevabı veriyor: “Daha acil ne olabilir ki, yarın yaşayıp yaşamayacağım belli değil.” 
 
Kadınlara sesleniyor: Beni kurtarın!
 
Sevgül ilkin şu soruyu sorarak sesini duyurdu: “Ölmemi mi bekliyorlar?” 12 ile 13 yaşında iki kız çocuğu ve kendisini için soruyordu bu soruyu Sevgül. Dilek’in sesini duymayan, duyurmayan ve susturmak isteyen erkek egemen sistem, Sevgül’ün de ‘ölmesini bekliyor.’  Bu nedenle Sevgül, özellikle kadınlara sesleniyor: “Beni kurtarın.” 
 
Yeniden serbest kaldı
 
Sevgül, geçtiğimiz günlerde 12 yıl boyunca dini nikahla evli kaldığı, kendisini şiddete maruz bırakan, hakkında uzaklaştırma kararı olan ve bir yıldır da ayrı yaşadığı Maşallah Özkan isimli erkek tarafından kafasına silah dayatılarak ölümle tehdit edildi, şiddete maruz bırakıldı ve çevredekilerin yardımı ile canını kurtarabildi. Hakkındaki uzaklaştırma kararı bittiği gün Sevgül’ü şiddete maruz bırakan Maşallah, saldırının ardından emniyette ifade verdi ve yeniden serbest bırakıldı. 
 
Sürekli evinin etrafında
 
Sevgül, 12 yıl boyunca neredeyse şiddetin her türlüsüne maruz bırakılmış ve her defasında ölümün eşiğinden dönmüştü, çocukları ise bu şiddetten azade olmamıştı. Sevgül daha önce de Maşallah Özkan’ın şiddeti karşısında şikâyetçi olmuş, Maşallah hakkında ‘‘kasten yaralama”, “silahla tehdit” ve “ruhsatsız ateşli silah ile mermilerini bulundurmak” suçlarından dava açılmıştı. Tutuksuz yargılanan Maşallah, mahkemenin koruma tedbirini defalarca ihlal etmişti. Sevgül ise onu sık sık evinin etrafında dolaşırken görüyor ve dışarı çıkmaya korkuyor çoğu kez. 
 
Şiddetsiz geçen tek günü olmadı
 
12 yıl boyunca yaşadıklarını anlatan Sevgül, şiddetsiz geçen tek bir gününün olmadığını söylüyor. Maşallah’ın, evde silahtan tutun kesici aletlere kadar çeşitli malzemeler bulundurduğunu belirten Sevgül, şiddete maruz bırakıldığı bir gün ölmekten son anda kurtulduğunu ve polisin sadece ruhsatsız silaha el koyarak ceza kestiğini söylüyor. 
 
Çocuklara da şiddet!
 
Maşallah’ın, çocuklarını da şiddete maruz bıraktığını ifade eden Sevgül, “Ne yapayım ben? Kızım, onun elleri arasında adeta bir kuş gibi çırpınırken nasıl dayanabilirdim?  Anneyim ben, taş olsa çatlar. Diyor ki ‘Ben onu terbiyeli olsun diye dövdüm. Ben dövdüğümde kimse karışmasın.’ Ben araya girdiğimde de benim boğazıma sarıldı. Çocuklarım çığlık çığlığa ağlıyorlar, kendilerini suçluyorlar  ‘Bizim yüzümüzden annemi dövüyor’ diye. Sonra tekrar dönüp çocukları dövüyor” diye anlatıyor. 
 
Ya yarın…?
 
“Bugün yaşıyor olmam mucize” diyen Sevgül’ün bugün yaşaması belki bir mucize ama Sevgül, “Ya yarın?” diye soruyor. Çünkü Maşallah, Sevgül’ün yaşadığı evin etrafında dolaşıyor. Sevgül ve çocuklarına saldırmak için belki de zaman kolluyor. 
 
Kadın dayanışmasıyla… 
 
Bir yıl önce, ağabeyinin durumdan haberdar olması üzerine evden ayrılan Sevgül,  o süreci şöyle anlatıyor:  “Ama ağabeylerimin yanında da çok kalamadım. Sığınmacı gibiydim orada da.” Ağabeylerinin evinden çıkıp çocuklarıyla ayrı bir eve taşınan Sevgül, kadın dayanışması ile hayata tutunuyor. 
 
O güzel kadınlar sayesinde… 
 
Bir grup kadının çabasıyla bir ev tutan Sevgül şöyle diyor: “Bu eve geldiğimde bir tek yerdeki şu halı duruyordu. Diğer eşyaları durumumdan haberdar olan arkadaşlar getirdiler, ben dokunmadım bile onlar kendileri yerleştirdi eşyaları. Şimdi biraz nefes alabiliyorsam o güzel kadınlar sayesinde.”
 
Sevgül, en çaresiz anında yetişen ona nefes aldıran kadın dayanışması sayesinde hayata tutunuyor ama onun ve çocuklarının yaşamını tehdit eden erkek hala dışarıda. 
 
‘Geceleri uyuyamuyorum’
 
“İki kızımla birlikte oturmuş ölümü bekliyoruz adeta” diyerek can güvenliklerinin olmadığından bahseden Sevgül, her defasında polise gittiğinde şu cevapla karşılaşıyor: “Ne yapalım aile içi mesele bu.”
 
“Devlet de beni koruyamıyorsa artık oturup bu adamın beni öldürmesini bekleyeceğim. Düşünün ki geceleri uyuyamıyorum, bir anda korkuyla yataktan fırlıyorum, acaba o mu geldi, silahı mı kafama dayadı, ellerimi boğazımda…” diyen Sevgül, telefon üzerinden de sürekli tehdit edildiğini ekliyor.
 
Polisin sadece ruhsatsız silah için ceza kestiğini ve her defasında Maşallah isimli erkeğin yeniden serbest bırakıldığını hatırlatan Sevgül, “Ne zaman ki o bir katliam yaptı, beni, çocuklarımı öldürdü o zaman bir ses çıkacak sonra unutulup gidecek” diyor. 
 
Sevgül bu durumun sadece kendisi için değil yüzlerce kadın için de geçerli olduğunu söyleyerek koruma kararına ve şikayetlere rağmen katledilen kadınları hatırlatıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan gelen iki yetkilinin kendisine ‘sığınma evi’ önerisinde bulunduğunu söyleyen Sevgül, “Ben sığınma evine niye gideyim iki çocuğumla?  Neden herkes beni buradan göndermeye çalışıyor veya ben evimde saklanıyorum? Niye kimse ona bir şey yapmıyor, niye o elini kolunu sallaya sallaya, göğsünü kabartarak bu mahallenin içinde geziyor? Yani kaçan, saklanan, eziyet gören, dayak yiyen, sokak ortasında darp edilen hep biz mi olacağız?” diye soruyor. 
 
Erkekleri koruyan bir adaletin var olduğunu ifade eden Sevgül, kendisini en zor anında ayakta tutan gücün kadın dayanışması olduğunu tekrar tekrar belirtiyor.