Devrimin inşasından DAİŞ'le mücadeleye: Kadınlar özgürlüğe aktı!

  • 09:05 24 Ocak 2022
  • Güncel
 
Nalîn Bêrîvan
 
KOBANÊ - DAİŞ’in 2014’te saldırılarını başlattığı Kobanê’de inşa edilen sistemi anlatan Fırat Bölgesi Kadın Ofisi Yöneticisi Semire Mihemed, “Kadınlar devrimle özgürlüğe aktı” derken, kadınların mücadele ile hem söz ve karar sahibi olduklarını hem de sisteme öncülük ettiklerini söyledi. 
 
DAİŞ’in Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê Kantonu’na yönelik Eylül 2014’te başlattığı işgal saldırılarının üzerinden 7 yılı aşkın süre geçti. Saldırılara karşı Kobanê halkı Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ve Halk Savunma Birlikleri (YPG) öncülüğünde 134 gün süren bir direnişle DAİŞ’i Kobanê’den attı ve kent 26 Ocak 2015’te özgürleştirildi. "Kobanê düştü, düşüyor" diyenlere Kobanê'nin düşmeyeceğinin cevabı 7 yıl önce verildi. Kobanê'nin özgürleşmesi aynı zamanda tüm dünyaya korku salan DAİŞ'in adım adım Kuzey ve Doğu Suriye'den atılmasının da başlangıcı, ilk kırılma noktası oldu. 
 
Kobanê’de gösterilen direniş tüm dünyada büyük bir etki yarattı ve bunun sonucunda da 1 Kasım tarihi  “Dünya Kobanê Günü” olarak ilan edildi. 
 
Saldırıların nedeni
 
DAİŞ’in saldırılarının asıl hedefi Kuzey ve Doğu Suriye’de halkın PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigması çerçevesinde gerçekleştirdiği devrim ve adım adım inşa ettiği sistem oldu. Suriye’de Baas rejiminin halka uyguladığı baskı, asimilasyon ve kimliksiz bırakma politikalarına karşı 2012 yılında gerçekleşen devrimle özerk sistemin temeli atılmıştı. 2014’teki DAİŞ saldırısına kadar geçen 2 yıllık zaman içerisinde halk kadınlar öncülüğünde kendi sistemini inşa etti.
 
DAİŞ saldırılarına kadar olan süreçte kadınlar öncülüğünde inşa edilen sistemi, Fırat Bölgesi Özerk Yönetimi Kadın Ofisi’nden Semire Mihemed JINNEWS’e anlattı. 
 
19 Temmuz Devrimi sonrası inşa edilen sistem
 
Özerk Yönetim’in inşasında kadınların büyük emek ve mücadele verdiğini söyleyen Semire, kadınların toplumdaki yerini şöyle ifade etti: “Toplum içerisinde siyasi, kültürel, askeri, ekonomik ve daha birçok alanda kaos, karmaşa hakimdi. Kadınlar sessizleştirilmiş, kölece bir yaşam dayatılmıştı. Geleneksel yapı da kadınların sesini çıkarmasına engeldi, söz ve karar sahibi değillerdi.  Kadınlar bu durumdan çok olumsuz etkileniyordu. Bir hareket olsa da o kadar etkili değildi. Daha sonrasında Kobanê’de eşsiz bir mücadele, savaş verildi. Bu mücadele sonucunda kadınlar karar sahibi olabildi. Rojava Devrimi ile kadınlar söz ve karar sahibi oldu ve özgürlüğe doğru yol aldı. Hatta Kobanê’deki mücadele tüm dünyada da etkili oldu. Kadınlar bu sayede konuşmaya başladı. Özerk Yönetim ile kadınlar çalışmalarda ve yönetim içerisinde yer aldı. Örneğin, yargı, yerel yönetimler, toplumsal alan, eğitim gibi birçok alanda kadınlar yer almaya başladı. İnşa edilen kurumlara baktığımızda gerçekten büyük bir emek verildi. Özerk Yönetim’e özellikle de eşbaşkanlık sistemine baktığımızda kadınların tarihe damga vurduklarını görüyoruz.”
 
‘Zorluklara rağmen büyük başarılar elde edildi’
 
Semire, inşa ettikleri eşbaşkanlık sistemine dikkat çekerken, yönetimlerde eşbaşkanlık sisteminin ilk kez kendi bölgelerinde hayata geçirildiğini kaydetti. “Bu da adalet ve eşitliğin iki cins arasında oluşmasını beraberinde getirdi” diyen Semire, “Kadınlar yaşadıkları birçok zorlukla mücadele ederek bugüne geldi. Bugün Özerk Yönetim içerisinde kadınlar yüzde 50 yer alıyor. En göze çarpanı da eğitim alanıdır. Akademilerde eğitimin nasıl verildiği önemli. Kadınlar toplumu eğitiyorsa o zaman denilebilir ki kadınlar toplumu yönetiyor ve tamamlıyor. Kadınlara karşı birçok engel de çıkarıldı ancak buna rağmen mücadeleyle bugün de kadınlar öncülük yapıyor” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınlar karar sahibi oldu’
 
Kadınların adalet kurumları içindeki rol ve misyonuna vurgu yapan Semire, “BAAS rejimi içerisinde kadınlar hiç kurumlarda, karar mekanizmalarında yer almadı. Ancak bugün mahkemelerde onlarca kadın avukat var ve düşüncelerini dile getiriyorlar. Bu bile tek başına insanların dikkatini çekiyor. Kadınla ilgili davalarda kadınlar kendileri mahkemelerde savunmalar yapıyor. Bu da kadınların karar sahibi olmalarını ve toplumda kendi özsavunmalarını yapmalarını getiriyor. Aynı şekilde bugün kadınlar birçok kurumu yönetiyor. Bu çalışmaları hep tek cins yönetiyordu ve kadınlar toplum içinde çok zayıf kalıyordu. Bizim sistemimizde ise kararları tek bir cins vermiyor ve yönetmiyor. Bizim sistemimizde eşitlik var. Kadın ve erkek birlikte tartışarak ortak bir düşünce ortaya çıkarıyor. Yine kadın toplumsal sözleşmede yer alıyor. Burada temsiliyet yüzde 50 ve karar sahibidirler aynı zamanda. Kadınlar ilk kez kurumlar içerisinde bu kadar temsiliyetle yer alıyorlar” ifadelerini kullandı. 
 
‘Sistem içinde önemli bir rol oynuyor’
 
Semire, son olarak şunları dile getirdi: “Kendine inanan ve güvenen kadın, mücadelesinde kesin başarıya ulaşıyor. Diplomasi alanında kadınlar yer alıyor. Bu da önemli başarıların elde edildiğini gösteriyor. Bu büyük bir adım ve değişimdir. Kadının yaklaşımı ve renginde tek bir dil ve kültür yok. Kadınlar çok renkliliği esas alıyor. Bizler de bugün kadın mücadelesi sonucu ortaya çıkan kazanımları görüyoruz ve yaşanan tüm değişimler kadın öncülüğü ile oluyor.”
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!