
İran’da baskılara karşı kadınların birliği güçleniyor
- 09:03 21 Şubat 2025
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR – İranlı feminist aktivist Elnaz Sarbar, Pexşan Ezîzî ve Werişê Muradî'ye verilen idam cezalarının kadın direnişini bastırma girişimi olduğunu belirterek, bu baskının İranlı ve Kürt kadınları daha da birleştirdiğini vurguladı. Ayrıca, İran hükümetine bağlı kişilerin diğer ülkelerde baskıları meşrulaştırma çabalarına dikkat çekerek, uluslararası toplumun bu durumun farkında olması gerektiğini söyledi.
Kürt siyasi tutsaklar Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradî’ye verilen idam cezaları, hem Kürt kamuoyunda hem de uluslararası insan hakları çevrelerinde tepkiyle karşılanmaya devam ediyor. Hak savunucuları ve sivil toplum örgütleri, bu kararın siyasi saiklerle alındığını belirterek idam cezalarının derhal iptal edilmesi çağrısında bulundu. Dijital medyada #StopExecution etiketiyle başlatılan kampanyaya birçok ülkeden destek gelirken, aktivistler, Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradî’nin adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine dikkat çekiyor.
İranlı aktivist Elnaz Sarbar, İran hükümetinin, idam ve benzeri kararlarla kadınları hedef almasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Uluslararası hukuka göre hiçbir ceza almamaları gerekir’
Uluslararası hukuk sistemine uygun ve adil yargılama yapılması halinde Pexşan Ezîzî ve Werişe Muradî’nin hiçbir şekilde cezalandırılmayacağının altını çizen Elnaz Sarbar, “Çünkü İran İslam Cumhuriyeti'nin hukuk sistemi her şeyden önce şeriat kanunlarına dayanmaktadır. Din özgürlüğünü koruyan insan haklarına saygı göstermemekte, cinsiyet ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılık yapmaktadır. İslam Cumhuriyeti'nde hakaret, dinden dönme ve eşcinsellik hâlâ suçtur. Ayrıca, eğer biri İslam Devleti’nin bekası için 'tehlikeli' sayılırsa, bu kişinin kanı 'helaldir' ve İslam Cumhuriyeti hukuk sistemine göre herhangi bir sonuç doğurmadan dökülebilir” şeklinde konuştu.
‘Hazırladıkları urgana boyun arıyorlar’
İran yargısının şeffaflık ve adil yargılama açısından eksik olduğunu vurgulayan Elnaz Sarbar, “Birçok dava halka açık değildir. Ezîzî ve Muradî davalarında olduğu gibi, sanıklar duruşma öncesinde uzun süre tutuklu kalıyor ve kendilerini inkâr edecek itiraflarda bulunmaları için işkenceye tabi tutuluyor. Ezîzî, onu kırmak için yapılan diğer korkunç insan hakları ihlallerinin yanı sıra, birçok kez boynuna ilmik geçirildiğini bildirdi. Bu iki cesur kadının avukatlarının davaya tam erişimi yok ve bu da bana göre, onlara karşı somut bir delil bulunmadığını gösteriyor. İslam Cumhuriyeti tarafından idam edilen güreş şampiyonu Navid Afkari'nin de cesurca söylediği gibi: ‘Önceden hazırladıkları ilmiği dolduracak bir boyun arıyorlar.’ ” şeklinde dile getirdi.
‘İran üzerinde siyasi ve ekonomik baskı oluşturulmalı’
İran’da etnik kökenine ve işlediği suça bakılmaksızın her insanın yasal süreç ve adil yargılama hakkından mahrum olduğunu kaydeden Elnaz Sarbar, Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradî’nin ülkede domino etkisi yaratmayı hedefleyen bir aktivizm sergileme çabasında olmadığını söyledi. Elnaz Sarbar, “Onlar ve genel olarak İranlı kadınlar, taleplerinin ve mücadelelerinin intikamını almak isteyen İslam Cumhuriyeti tarafından hedef alınıyor. Son zamanlardaki ‘Jin Jiyan Azadî’ hareketi, İslam Cumhuriyeti'nin gözünde bir diken oldu ve kökleri Kürt kadın hareketlerine dayanıyor. İslam Cumhuriyeti, bu kadınlara idam cezası vererek, cinsiyet ayrımcılığı yapan İslam devletlerine ve onların zulümlerine karşı duran cesur kadınları korkutmak istiyor. Uluslararası toplum bunu hafife almamalı. Ezîzî ve Muradî'nin serbest bırakılması için herkesin İslam Cumhuriyeti'ne siyasi ve ekonomik baskı yapması gerekiyor” diye belirtti.
‘İran farkında olmadan bir güç yarattı’
Elnaz Sarbar, İran’ın farkında olmadan bölgenin geleceğini değiştirecek bir güç yarattığına dikkat çekerek, “Kürt kadınlarına yönelik baskıcı politikalar, aktivistlere daha güçlü bir amaç kazandırdı ve bu da bizi, bölgedeki tüm baskıcı rejimlere karşı birlikte çalışmak üzere bir araya getirecek” diye ekledi.
‘Kadınlar hakları için mücadeleye devam ediyor’
İdam kararını adaletsiz ve çirkin bulduklarını ve İranlı kadınlar olarak kınadıklarını ifade eden Elnaz Sarbar, birçok aktivistin İran hükümetine, Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradî’nin serbest bırakılması için çağrı yaptığına işaret etti. Evin Cezaevi’nde tutulan kadın aktivistlerin de bu cezaları protesto etmek için açlık grevine başladığını dile getiren Elnaz Sarbar, “Kadınlar, İslam Cumhuriyeti'nin baskıcı rejimine karşı mücadelenin ön saflarında yer alıyor. Zorunlu başörtüsü yasalarına rağmen, İranlı kadınlar hâlâ başörtüsü olmadan sokaklardalar ve diğer etnik kökenler ile dini azınlıklar da dahil olmak üzere insan hakları için mücadele ediyorlar” sözlerini kullandı.
‘Uluslararası toplum İran için çalışanların farkına varmalı’
İran’ın gerçek yüzünün uluslararası topluma yansıtılmasının hayati önem taşıdığını ifade eden Elnaz Sarbar, uluslararası toplumun İran zulmüne karşı yumuşak bir duruş sergilemesini sağlamak amacıyla İran dışında örgütler oluşturmaya büyük yatırım yaptığına dikkat çekti. İran hakkında diğer devletlere tavsiyelerde bulunacak veya danışmanlık yapacak konumda olan kişilerin işe alındığını söyleyen Elnaz Sarbar, “Uzun yıllar boyunca bu kişi ve kuruluşlar, İslam Cumhuriyeti'ni 'reforma tabi' bir devlet olarak tasvir ederken, biz İranlılar İslam Cumhuriyeti'nin tek bir gündeminin olduğunu ve bunun da İslam devletinin gücünü korumak olduğunu biliyoruz. Bu amaçla, İran halkına baskı yapmayı ve insan haklarını ayaklar altına almayı meşrulaştırıyorlar. Uluslararası toplum, İslam Cumhuriyeti'nin diğer ülkelerdeki çıkarlarını ilerletmek için çalışan bu örgüt ve kişilerin farkında olmalıdır” diye konuştu.