
‘Barışın temsilcisi kadınlardır’
- 09:04 18 Haziran 2025
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
AYDIN/İZMİR - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından yapılan tarihi çağrının ardından gerçekleşen süreçte kadının var olmasının önemine dair konuşan kadınlar, barışın kadınların sürece katılmasıyla sağlanacağını vurgulayarak, “Kadınlar her yerde olduğu gibi barışın da temsilcisi olmak zorunda” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından, 27 Şubat tarihinde yapılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısıyla yeni bir sürece adım atıldı. Bu tarihi çağrının ardından PKK’nin 1 Mart’ta ateşkes ilan etmesi ve 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 12’nci Kongresi’nde aldığı fesih kararı, yeni süreçte değişim ve dönüşümün yaratılacağı ve mücadelenin devam edeceği mesajıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Asrın çağrısını yalnızca Kürt halkı değil, Orta Doğu ve dünya halkları da sahiplendi ve sürecin ilerlemesi için birçok çalışma başlatıldı. Toplumun her kesiminin bu süreci sahiplenmesi önem taşıyorken, özellikle kadınların sürece dahil olmaları ayrı bir önem taşıyor. Kadınların barışın sağlanması için verilen mücadelede olması ve sürece bizzat katılarak söz söylemesinin önemine dair konuşan kadınlar, barışın kadınlar için, kadınların da barış için olmazsa olmaz olduğunu ifade etti.
‘Bu topraklar savaşa doydu’
Bu toprakların savaşa doyduğunu ve annelerin artık çocuklarını kaybetmemesi gerektiğini ifade eden sanatçı Gülizar Kılıç, “Orada ölenler, katledilenler sürükleniyordu. O ceylan gözlü çocuklar mezarsız kaldı. Bu tarafta şehit olarak getiriliyor, kutsanıyordu ama acı aynıydı. Bu acıların son bulması gerekiyor. Artık anneler ikinci çocuğunu da kaybetmek istemiyor. O yüzden çok anlamlı barışın olması. Kadınlar bunu canıgönülden istiyor ama bu sadece kadınlarla olacak bir şey değil. Bir kere barışı isteyen tarafın, kendi içinde bile infazlar yapan bir kurumun olması toplumda kuşkuyla bakılıyor. Sorgulamakta da haklılar. Bakın, barış diyorsunuz ama bir taraftan eylemlere devam ediyorsunuz. Bombalar yağdırıyorsunuz, yine sınır ötesi eylemler. Yani amaç nedir? Biz bunu kavrayamıyoruz dışarıdaki insanlar olarak. Hep acabalar var. Zaten bu barış, bir savaş var ki ona göre el uzatıyorsun. Biz barış taraftarıyız anneler olarak ama amacımız da çocuklarımız ölmesin. Biz artık istemiyoruz. Askerler de istemiyor. Her iki taraf da yoruldu” dedi.
‘Kadınlar olarak inisiyatifi ele geçirmek durumundayız’
Kadınların bu süreçte yer almalarının önemine dikkat çeken Gülizar Kılıç, “Her zamanki gibi kadınların nasıl doğuracağına, kaç çocuk doğuracağına, sezaryen olsun mu olmasın mı diye karar veren bir iktidarın kadınları düşündüğüne inanmıyorum. Bütün muhalif kadınların hep beraber yol alması gerekiyor. Ben bir toplantıya katılmıştım, barışı CHP’liler de destekliyorlardı. CHP’nin kodları ne olacak diye sorduğumda bana şöyle cevap verdiler; tarihin doğru tarafında duracağız. Tarihin doğru tarafı da insan hakları, demokrasi, adalet. Biz kadınlar da eğer gerçekten demokrasi, insan hakları, adalet hayata geçecekse destek vermek durumundayız. Ama CHP öncülük yapabilir mi, yapamaz mı, o da tartışmalı çünkü zaman zaman kodlarına geri dönüyor CHP. Kadınlar olarak inisiyatifi ele geçirmek durumundayız. Canıgönülden barışın, adaletin, özgürlüğün bu ülkede kök salması için elimizden geleni yapacağız. Sanatımızla, söylemimizle, edebiyatımızla bunu yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
‘Barışın içerisinde kadın yer almalıdır’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kuşadası İlçe Eşbaşkanı Hanife Gedik Başer de, bu süreçte kadının rolünün çok önemli olduğunu dile getirerek, bu kapsamda çalışmalarına yoğunluk verdiklerini paylaştı. Hanife Gedik Başer, “Bir arada oturuyoruz, sohbet ediyoruz. Çok olumlu bakıyorlar. Şu ana kadar elli, altmış ev ziyareti yaptık. Herkes çok olumlu konuşuyor, kesinlikle barış olması gerekiyor. Barış olmazsa olmazdır. Barış zordur, savaş kolaydır. Barışı getirmek için mücadeleye devam edeceğiz. Kadın olmazsa olmaz. Kadının olduğu yer derlenir, toplanır. Kadının olduğu yerde barış olmazsa olmazdır. Kadın olmalıdır, bu barışın içerisinde kadın yer almalıdır. Var gücümüzle barış demeye devam edeceğiz. Barış, barış, barış” diye vurguladı.
'Kadınların söyleyecek çok sözü var'
Koşulsuz bir barışın sağlanması gerektiğini belirten İzmir Barış Forumu’ndan Saadet Erkuş, kadının süreçteki önemine işaret ederek, “Kadın düşmanı iktidara karşı elbette kadınların söyleyecek çok sözü var. Savaşlardan, her tür eziyetten etkilenen kadınlar, sıkıntıyı çeken kadınlar. Kadınlar olmadan bu ülkede ne barış olur ne demokrasi olur. Kadınlar başı çekmek zorunda, beyaz tülbendini yere atmak zorunda diye düşünüyorum. Kadınlar her yerde olduğu gibi barışın da temsilcisi olmak zorunda. Barışın temsilcisi kadınlardır, kadınlar varsa barış vardır” diye kaydetti.
Saadet Erkuş’un barışa dair yazdığı şiiri:
“Silahların gölgesinde,
Kadınlara düştü barışı savunmak,
Direnişin öncülüğünü yaparak,
Sallayarak beyaz tülbendini,
Kimi zaman kalkan,
Kimi zaman nöbette,
Dillerinde ağıtları,
Kayıpları gözlerinde,
Savaş yorgunu,
Puslu havalarda,
Derinden sarsılarak,
Kanı toprağa döküldüğünde,
Travmalar yarattığı,
Bedeni ruhu yaralı,
Savaşın deneyimlerine dayanarak,
Bir karşı duruştu bu,
Kendi tanıklığında,
Yüreği kelepçeli kuşatılmış,
Gölgede bırakırcasına.