DEM Parti'den Engelliler Günü'ne ilişkin açıklama
- 12:39 1 Aralık 2025
- Güncel
ANKARA - DEM Parti Engelliler Komisyonu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, engellilerin yaşadığı sorunların bireysel değil, devletin erişilebilirlikten eğitime, bütçeden istihdama kadar her alanda sürdürdüğü politik tercihlerden kaynaklandığını belirtti. Açıklamada, “Engel bedenlerde değil; yok sayan, izole eden ve derin yoksulluğa mahkûm eden sistemdedir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Engelliler Komisyonu, DEM Parti Genel Merkez binasında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.
‘Cümlelerle her seferinde sağlamcılık inşa ediliyor’
Engelliler Komisyonu Eşsözcüsü Hatice Betül Çelebi, açıklamasına görme engelliler için öncelikle kendini ve işaret dili tercümanı Tuba Ersöz’ü betimleyerek başladı. Herkesin bir engelli adayı olduğunu söyleyen Hatice Betül Çelebi, “ ‘Engelli meleklerimiz, engelli kardeşlerimiz, engelliler sevilmeyi bekler. Sevgi her engeli aşar. Engel bedende değil zihindedir.’ Bu yaratıcı cümleleri daha da çoğaltabiliriz. Ne kadar ironiktir ki sağlamcılığı her seferinde bir kez daha inşa eden bu cümlelerle engeller için farkındalık yaratılmaya çalışılacak. Ve bu cümlelerin sağlamcı olduğunu ilettiğimizde de aslında bu öyle değil diyerek öznelere de belirli dersler vermeye çalışılacak. Ve hatta onda bunda şundadır diyerek biraz daha yaratıcılığı zorlayarak engelin nerede olduğunu anlamaya çalışan büyük bir çoğunluk da olacak” dedi.
‘Engel kapatma politikalarının kendisindedir’
“Engel nerede?” diye soran Hatice Betül Çelebi, “Çok uzağa gitmeye gerek yok. Şu an başkent Ankara'da üniversite kampüslerinin tuvaletlerine gidin bakın. Engeli orada göreceksiniz. Engel her yıl bir bilinmezliğe ertelenen erişebilirlik yasasında ve bu ertelemenin verdiği cesaretle evrensel tasarımla inşa edilmeyen kaldırımlarda, sokaklarda, parklarda, okullarda, hastanelerde toplumsal alanın tamamında adeta engelliyi reddeden mimari anlayışta. Nerede engel? Engel, bağımlı kılan adeta büyük bir kapatmaya dönüşen politikaların kendisinde. Engel, bakımevlerinde artık her an yeni bir haber gelecek mi diye endişe duyduğumuz engellere yönelik şiddette ve onların getirdiği ölümlerde ve onlara yönelik cezasızlık politikalarında. Nerede engel? Engel kaynaştırma eğitimi en önemli hakları olan nöro çeşitli çocukların okulların en kötü bodrum katlarında akan kokan yerlerde gözlerden ırak kendi içlerinde izole edilmiş bir şekilde eğitim almalarına zorlanmakta. Buna rağmen onları istemeyen öğretlenler yöneticiler, veliler ve akranların zorbalığında. Cezasızlıktan güç alan açıklamalarda. Daha da korkuncu nedir biliyor musunuz? Tüm bu şiddete karşı var olan kollektif ve kahredici o sessizlikte” diye konuştu.
‘Engel derin yoksulluğa mahkum eden politik tercihlerde’
Bugün hala engelli bireylerin sayısına dair bir bilginin olmadığını paylaşan Hatice Betül Çelebi, “Nerede engel? Engel yedi çeşitliliklerinde hiçbir fark olmadığı belli olan ve ortada olan süren engellilik durumlarında yenilenen engellilik raporlarının her seferinde oranlarının biraz daha düşürülmesinde ve bu düşürülme yöntemiyle eksiltilen hizmetlerde engel doldurulmayan kotalarda ve atama bekleyip evlerinde hapsedilen engellilerin yalnızlığında. Nerede engel? Engel bugün Türkiye'de kaç engelli nüfusunun dahi bilinmiyor olmasının kamusal ihmalinde ve ciddiyetsizliğinde. Nerede engel? Engel 2002 Türk rakamını her yıl aynı şekilde telaffuz ettiğimiz ve tahminen 10 milyon olduğunu düşündüğümüz engelli nüfusuna ayrılan 1.2'lik bütçenin sembolik sıra dışılığında. Nerede engel? Engel özellikle koku, ışık ve ses hassasiyetleriyle tetikleneceği belli olan nöroçeşitlilerin sürekli olarak mecbur bırakılan rapor yenilenme süreçlerinde ve buna yönelik çilesinde. Nerede engel? Eğitimi ve istihdamı öncelenen sürdürülür bir derin yoksulluğa mahkûm eden politik tercihlerde” diye belirtti.
Engel erişilebilir olmayan sağlık hizmetlerinde
Hatice Betül Çelebi şunları ifade etti: “Nerede engel? Kendi donanımını ve meslek çabasını gösteren yetkin ve yeterli arkadaşlarımızın istihdamlarının bu işi daha rahat yaparsın sen diyerek farklı bir mobbing biçimiyle santrallerde çalıştırmaya zorlanmalarında. Engel nerede? Engel döviz farklarıyla artık her gün biraz daha artan ve derin yoksullukta erişilebilir olmayan sağlık hizmetlerinde tıbbi sarf malzemelerin ve ilaç fiyat farklarının erişilemezliğinde ve artışında. Nerede engel? Engel Kanunsal ve toplumsal alanlarda artık psikolojik bir şiddet biçimine dönen meraklı bakışlarda, ebeveynlere yönelik dinmeyen o sorularda, yargılarda ve sürekli biteviye verilen üstenci akıllarda.
Engellilere yönelik yarış kutlamaları
Bir gün sonra 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Çok kutlamalara şahitlik edeceğiz bu Engeller Günü’nde her zamanki gibi. Özellikle basındaki arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu engellilere yönelik röportajlar isteyecekler ve haberler vermek için büyük bir yarış içerisine girecekler. Ve bu haberlerin iki yönü olacak istisnasız. Biri toplumun kendisine azimleriyle ilham veren başarılı engellilerin hikâyesini anlatacak. Bir diğeri de engelliliğin bireysel ve trajik olduğu iddiasını adeta kanıtlamaya çalışan kurban ve acınası engellerin hikâyelerini yazmaya çalışacak. Mesela toplumsal, yerel ve kamusal alanlarda engelliler için lütufkar düzenlenecek. Bu yemeklerde engelliler baş köşelerde misafir edilecek. Hatta körlerin hiçbir şey yapamayan düşünce algılarında körlere şarkı söyletilecek ve körlerin güzel şarkı söylebilmesine de hayret edecek. Verenler o gün vicdanen çok mutlu olacaklar. Alanlar ise her zaman alma halinde bırakılmanın burukluğu içerisinde olacaklar. Tabii fotoğrafları da unutmamamız gerekiyor. Nihayetinde yemekten sonra en cici tebessümlerle bir engelliyle muhakkak ki fotoğraf çekilmesi de asla ihmal edilmeyecek. Ve hatta bazıları daha da yüce gönüllü olacaklar.
3 Aralık gecesi araba balkabağına dönüşecek her zamanki gibi
Temsiliyetlerinde yetkin ve yeterli bulmadıkları engellileri Meclis kürsülerinde 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nün hatırına kürsüye çıkaracaklar ve konuşmalarını canhıraş bir şekilde alkışlayacaklar. Masalsı kutlamalara tanıklık edeceğiz. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde ama işte öyle ya adı masal. 3 Aralık gecesi saat 24'de akrep ve yelkovan buluşunca araba balkabağına dönüşecek. Her zamanki gibi. Ve fakat haklarını da yemeyelim. Bu farkındalık çabaları, bu farkındalık çalışmaları amacına ulaşacak. Zaten engellerin farkında olan kişiler biraz daha engellerin farkında olacaklar ve 4 Aralık’tan itibaren engellilere yönelik, bütün ayrımcılığı farkında ola ola yapacaklar. Çünkü sağlamcılık dediğimiz şey tüm ayrımcılık türlerinde olduğu gibi tam da böyle bir şey. Farklılığın farkında olan ama onları kabul etmeyen ve red içeriğinde olan bir sistem inşası.
Bizler artık bugünden sonra kendi hikayemizi yazıyoruz
Artık yeter, yıldık. Senaryosu, oyuncusu, dekoru, senaristi, repliği, yönetmeni belli olan bu oyunlardan yıldık. Bizler artık bu tiyatronun bir parçası olmayacağız. DEM Parti olarak 3 Aralık Dünya Engelliler Günü bizim için yerel ve merkezi tüm yapılarımızda eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarını çalıştıracağımız, yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla yüzleşeceğimiz, bir dönüşüm hamlesini öncelikle kendinden kendimizden başlatacağımız ve raporlaştıracağımız bir günün adı olacak. Peki ne yapacağız? Bizler artık bugünden sonra kendi hikayemizi yazıyoruz. Zira engellilik ne bir rampa meselesi ne acıma, ne de merhamet işi. Engellilik insanlığın varoluşundan bu yana insanlık kadar tarihsel, sistemsel ve bu oyunlarınıza sığmayacak kadar yakıcı ve sayıcı. Mücadelemiz ve aradığımız kainattaki tüm canlı gibi, canlı çeşitliliği gibi özüne işlenmiş onurlu bir varoluş ve özgürlük hasreti ve bizler kaybettiğimizi kaybettiğimiz yerde aramaya başlıyoruz.
Engelliler Onur Yürüyüşü Günü ilan ediyoruz
3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde DEM Parti olarak, 3 Mayıs Pazar Günü ve bundan sonra geleneksel hale getireceğimiz, her mayısın ilk pazarı ‘Engelliler Onur Yürüyüşünü’ başlatıyoruz. Peki nerede? Elbette ki 25 Kasım yürüyüşünde beyaz tülbentli Barış Annemizin elinde tuttuğu ve içindeki sağlamcıyı sustur diyen döviziyle tüm Türkiye'ye sağlamcının kim olduğunu sordurtan özgürlükler şehri Diyarbakır'da. Bu 3 Mayıs pazar günü Diyarbakır'da engelliler onur yürüyüşünde birlikte olmak için size buradan bir davet gönderiyoruz. Bir yol varsa hakikate varan, bir yolcu lazım kendini arayan diyor Rumi. Hakikati aradığımız, kaybettiğimizi kaybettiğimiz yollarda bulacağımız bu onurlu yürüyüşümüzde sizlere bu çağrıyı yapıyoruz. Canlar, bir olalım. Bu hakikat yolunda ve kendini arama yolculuğunda sizinle birlikte bu yolculuğu yapalım.”







