Direnişi ve acıyı dizeleriyle dünyaya duyuruyor
- 09:10 26 Ocak 2025
- Kültür Sanat
Öznur Değer
MÊRDÎN – Halkının acı ve mücadelesini Kürtçe dizelere dökerek dünyaya duyuran Kürt şair Leyla Saraç, yayımladığı üçüncü şiir kitabı olan “Dema tu çûyî”de acıyı direnişle harmanlıyor. “Ölümsüz babalara” armağan ettiği kitabı hakkında “Kitaptaki her bir şiir ülke özlemini ve aşkını, anne ve baba özlemini, yoldaşlık özlemini anlatıyor” ifadelerini kullanan Leyla Saraç, Tişrin Barajı’ndaki katliamları da hatırlatarak ses olma çağrısında bulundu.
Bir toplumun yapısını ve dokusunu en iyi sanatçılar anlatır bir de acıyı kaleme döken şairler, yazarlar, gazeteciler… Toplumun “aydın” kesimleri olarak anılan sanatçılar, yazarlar, şairler ve gazeteciler aynı zamanda bir halkın sosyolojisinin de tezahürüdür. Öyle ki baskı ve şiddet sarmalında bulunan toplumun öncü dinamikleri, bulundukları alanları mücadele alanı haline getirmenin peşinde.
İşkenceler yönünü halk mücadelesine çevirdi
Yaşadığı toplumun acılarını ve direnişini kaleme akıtanlardan biri de Kürt şair Leyla Saraç. 6 Ağustos 1979 yılında Şirnex’in Hezex ilçesinde koçer bir ailede dünyaya gelen Leyla Saraç, kendini halk mücadelesiyle tanımaya başlar. Çocukluk yıllarında devletin baskı politikalarıyla tanışan Leyla Saraç, tanık olduğu ve maruz kaldığı işkenceler nedeniyle yönünü halk mücadelesine çevirir.
Göç onu kültürüyle yeniden buluşturdu
Leyla Saraç, 1994 yılında henüz 14 yaşındayken maruz kaldıkları baskılar dolayısıyla ailesiyle Adana’ya göç etmek zorunda bırakılır. Adana’ya göç etmesinin ardından Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (MKM) sanat ve kültür çalışmalarına başlayan Leyla Saraç, metropolde de kimliğini ve kültürünü yaşatmaya devam eder.
16 yaşında kaçırıldı
1996 yılında henüz 16 yaşında bir çocukken göç etmek zorunda kaldığı Adana’da gözaltına alınan Leyla Saraç, ilk fiziki işkenceyi Adana Bankalar Karakolunda yaşadı. MKM’den bir arkadaşıyla yolda yürürken beyaz bir araba tarafından kaçırıldığını, tehdit ve şiddete maruz kaldığını kaydeden Leyla Saraç, ardından ise boş bir araziye götürüldüklerini belirtir. Sonrasında ise Adana Bankalar Karakolu’na götürülerek serbest bırakıldığını ifade eden Leyla Saraç, “Sağ kalmamız bir mucizeydi” sözleriyle özetliyor yaşadığı işkenceyi.
5 defa tutuklandı 14 yıl cezaevinde kaldı
Gördüğü işkencelerin ardından sanatsal ve kültürel faaliyetlerden vazgeçmeyen Leyla Saraç, gözaltına alınmanın yanı sıra 2003, 2004, 2007, 2016 ve 2022 yıllarında beş defa tutuklandı. Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde kalan Leyla Saraç toplam 14 yıl cezaevinde kalır.
Cezaevinde Kürtçe şiir yazmaya başladı
Kürtçe şiir yazmaya cezaevinde başladığını söyleyen Leyla’nın sırasıyla “Zerya”, “Werzeba” ve “Dema tu çûyî” adlı şiir kitapları okuyucuyla buluştu.
‘Kitaptaki her bir şiir ülke özlemini ve aşkını anlatıyor’
Aram Yayınevi’nde yayınlanarak raflardaki yerini alan son şiir kitabı “Dema tu çûyî”ye dair Leyla Saraç ile konuştuk. Kitabı babası şahsında tüm “ölümsüz babalara” armağan ettiğini söyleyen Leyla Saraç, “Devrimci bir babanın yarattığı duygularla yazdım şiirlerimi. Onun yolunun yolcusu ve hayallerinin takipçisi olarak bu duyguları dizelere döktüm. Kitaptaki her bir şiir ülke özlemini ve aşkını, anne ve baba özlemini, yoldaşlık özlemini anlatıyor” şeklinde konuştu.
‘Tişrin Barajı başta olmak üzere saldırılara ‘dur’ denmeli’
Kültür, sanat ve dile yönelik artan saldırılara ve halka yönelik katliamlara değinen Leyla Saraç, “Özellikle Rojava’da halka yönelik saldırılar giderek artıyor. Gazetecilere yönelik saldırılarla hakikatin açığa çıkarılmasına yönelik duyulan tahammülsüzlüğü gösteriyor. Sivil halkımız katlediliyor. En son Tişrin Barajı’nda sivil halkımız ve tiyatrocu Bavê Teyar katledildi. Bu katliamı kınıyoruz. Biz Bavê Teyar’ın şakaları ile büyüdük. Bavê Teyar bize gülmeyi öğretti. Onun bıraktığı değerler yarım kalmayacak ve onun bıraktığı mirasın takipçisi olacağız. O yüreğimizde yaşamaya devam edecek.
Öte yandan İran rejimi Kürt kadın aktivist, şair ve gazeteci Pexşan Ezîzî hakkında idam kararı aldı. Tüm şair, yazar halkın Pexşan Ezîzî’nin idamını engellemek için ona sahip çıkması gerekiyor. En son ise Amed’te Kürt Edebiyatçılar Derneği’ne yönelik baskın düzenlendi. Bu da dile yönelik tahammülsüzlüğün bir göstergesi.
Tüm Kürt yazarların Tişrin Barajı başta olmak üzere halk üzerindeki saldırılara ‘dur’ demesi gerekiyor. İnsanlar katlediliyor. Buna yönelik gazeteciler, yazarlar ses çıkarmalı” ifadelerine yer verdi.