Evin Buldan’sız 8 yıl

  • 09:05 1 Nisan 2025
  • Portre
 
 
Şehriban Aslan
 
AMED - Özgür Basın geleneğine kalemi ile katılan Evin Buldan’ın yitirilişinin 8’inci yıldönümüne girerken arkadaşları onun için, “Kurdewari duruşu ve hassasiyeti konuşmaya değerdi” diye anlatıyor.
 
Özgür Basın geleneği, tarihi boyunca sayısız gazetecinin emeği ile direnişi ile bugünlere geldi. Bunlardan biri de Evin Buldan. Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde 1990 yılında dünyaya gelen Evin Buldan, devlet baskısının yaşandığı bir coğrafyada, bu baskının hedefi olan bir ailenin içinde büyüdü. Evin Buldan henüz 4 yaşındayken, baskılar sonucu ailesi ile birlikte göç yollarına düştü.
 
Azadiya Welat ile başladı
 
Artan baskılar nedeniyle ailesi 1994 yılında Güney Kurdistan’a göç eden Evin Buldan, çocuk yaşta kamp kamp dolaştıktan sonra ailesiyle son olarak Mexmur Kampı'na yerleşti. Burada Selahattin Üniversitesi'nde Radyo Televizyon Bölümü'nü bitiren Evin Buldan, daha sonra doğduğu topraklara geri döndü ve gazeteciliğe başladı. 2011 yılında Amed’de Kürtçe günlük gazete olan Azadiya Welat ile ilk adımını atan Evin Buldan, gazetenin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmasının ardından Rojeva Medya gazetesinde editörlük yapmaya başladı.
 
Kürtçenin yaşatılması mücadelesine kalemi ile katkı sağlayan Evin Buldan, 2 Nisan 2017 akşamı evinin önünde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ardında Özgür Basın geleneğine bir miras bırakan Evin Buldan, aradan geçen yıllara rağmen meslektaşları tarafından unutulmadı.
 
‘Gurbetelli’nin kalemini yerde bırakmayacağız’
 
Evin Buldan, 8 Ekim Kürdistan Kadın Gazeteciler Günü dolayısıyla 2016 yılında verdiği bir röportajında, “Gurbetelli bize gerçeklerin karanlıkta kalmadığını ve büyük bir mücadele verildiğini gösterdi. Biz de Gurbetelli'nin kalemini yerde bırakmayacağız. Kürtlerin köyleri, evleri, şehirleri bombalanıyor, insanlar katlediliyor, işkence ediliyor. Kürt kadınları yerlerde teşhir ediliyor, dili, kültürü, kimliği yok sayılıyor. Muhalif basın susturuluyor. Gurbetelli o dönemden bu döneme basın geleneğini nasıl getirdiyse bizler de mücadelelerini yürüterek gerçekleri açığa çıkaracağız. Hiçbir güç hakikat kalemine engel olama” demişti.
 
 İsmi gibi…
 
Evin Buldan ile Azadiya Welat’ta birlikte çalışan arkadaşları ona ilişkin şu sözleri kullanmıştı: “Evin heyecanlı, dinamik ve genç bir arkadaştı. Güler yüzü ve sıcakkanlılığıyla dikkatimi çekti. Her hali ile genç ve Kürdistani özellikleri ön planda olan bir arkadaştı. Kürtçeyi her yerde kullanır ve Kürt diline çok önem verir, severdi. Yaşamında Türkçeye yer yoktu. Yaklaşık 4 yıl Azadiya Welat’ta birlikte çalıştık. Evin’in ismi geçtiğinde herkes neşelenirdi. Evin, ömrünün sonunda kadar mesleğine aşık olarak yaşadı. İsmi gibi ülkesine aşıktı.
 
Her zaman Kürtçe konuşurdu
 
Kurdewari duruşu ve hassasiyeti konuşmaya değerdi. En önemli örneklerinden biri de hiç Türkçe konuşmamasıydı. Her zaman Kürtçe konuşurdu ve Kürtçe’de ısrar ederdi. Her Kürt gibi baskılara karşı tepkilerini gösterirdi. Bunu günlük yaşamında da hissettirirdi. Kürtçe konuşması bile sisteme ve dayatmalarına tepkiydi. Farklı bir kişiliği ve tarzı vardı. Yaşamını yitirdiği gün izinliydim. Ondan bir gün önce görmüştüm onu ve o gün kurumun nöbetçisiydi. Yemekhaneyi temizliyordu, çıkarken vedalaşarak çıktım ve bana şakalaşarak ‘Keyif senin keyfin yarın senin sıran diğer gün de benim sıram ben de izinliyim’ dedi. En son o gün şakalaştık ve gülerek gördüm onu” sözleriyle son diyaloglarını anlattı.