
Yoldaşlığın ötesinde yolun kendisi: Pelin Zozan
- 11:12 29 Nisan 2025
- Portre
HABER MERKEZİ- Çizdiği yolda yüzlerce kadının kendi içindeki gücü keşfetmesine öncülük eden Pelin Zozan’ı yoldaşları “Pelin sadece bize savaşmayı değil, düşünmeyi, sorgulamayı, hissetmeyi öğretti. Onunla birlikte her birimiz biraz daha kendimiz olduk” sözleriyle anlatır.
PAJK Koordinasyonu, uzun yıllardır kadın çalışmaları içerisinde yer alan ve kadın mücadelesi kimliği ile öne çıkan Pelin Zozan'ın (PelinYılmaz) bir saldırıda yaşamını yitirdiğini açıkladı. Pelin Zozan, halkların özgürlüğü, kadınların eşitliği, adaletin inşası için yaşamını feda eden nice kahramandan biri; adı, direnişin en güzel hecelerinden biri olarak yüreklere nakşedildi.
Dağlarda, sömürüsüz bir yaşam ve özgür bir gelecek için mücadele eden Pelin Zozan, yaşamını ideallerine adadı. Yalnızca bir savaşçı değil, aynı zamanda bir öğretmen olarak görüldü. Onun duruşunda bin yıllık kadın direnişinin bilgeliği, gözlerinde devrime olan sonsuz inanç, sözlerinde ise başka bir yaşamın mümkün olduğuna dair umudun hep var olduğu dillendirilir. O, her baskıya karşı dimdik duran, her zorluğun içinde yeni bir yol açan, her kadın için bir cesaret kıvılcımı olan öncülerden biri. Yaşamı boyunca kurulu düzene, ataerkiye, devlet şiddetine ve kadın düşmanlığına karşı savaştı.
Yurtsever bir ailenin tek kız çocuğu
23 yıl boyunca militanlık yürüyüşünde iddiası, cesareti, keskin ve net duruşu ile öncülük yapan Pelin Zozan, 1981 yılında Wan’da 5 çocuklu yurtsever bir ailenin tek kız çocuğu olarak dünyaya gelir. Aslen Bedlis-Xîzanlı (Bitlis-Hizanlı) yurtsever bir aileden olan Pelin Zozan, çocukluğundan beri özgürlük hareketini tanıyan ve köklü bir ulusal bilince sahiptir. Pelin Zozan’ın Kürdistani özellikleri onu Kürdistan’daki sömürgeciliğe ve zulme tavır almaya iter. Lise yıllarından itibaren aktif bir mücadele içine giren Pelin Zozan, devrimcilik yürüyüşü 2001 yılında militanlık kararı ile keskinleşir. Kardeşi Azad Serbilind ile birlikte özgürlük mücadelesinin öncü militanlarından ve seçkin kadrolarından olur.
Özgürlük yolu
Pelin Zozan, Kürt kadın özgürlük mücadelesine adım attığında, arkasında alışıldık bir hayatı geride bırakarak, anlam dolu bir yaşamı seçti. Bu yol; fedakârlığın, direnişin, inancın ve sarsılmaz bir özgürlük arzusunun yoluydu. Pelin Zozan’ın mücadelesi, sıradan bir politik farkındalıkla değil, toplumsal adaletsizlikleri bizzat yaşamasıyla şekillendi. Kadın olmanın yüklediği sessizlik, Kürt olmanın getirdiği inkâr ve sömürgeci zihniyetin her gün yeniden ürettiği baskılar, onda örgütlü mücadelenin kaçınılmazlığına dair bir bilinç uyandırdı. Eğitim hayatı boyunca soran, sorgulayan, sistemin sınırlarını kabul etmeyen bir genç kadın olarak dikkat çekti.
Kadının merkezileşmesi çizgisi
Politik bilincinin somutlaşmasıyla beraber, sistemin içerisinde özgür bir kadına yer olmadığını gören Pelin Zozan, yüzünü özgürlüğe çevirir. Dağlarda, sadece silahlı mücadeleyle değil, aynı zamanda ideolojik eğitime, kolektif yaşama ve kadın özgürlüğü temelinde yeniden inşa sürecine dahil oldu. Yıllar boyunca, sadece çatışmalarda değil; eğitim kamplarında, örgütleme çalışmalarında, ideolojik mücadelelerde ve kadınların bilinçlenmesinde aktif rol aldı. Kadınların hem erkek egemenlik sistemiyle hem de içsel korkularıyla yüzleşmeleri için çabaladı. Her sözünde, her yazısında ve her duruşunda kadınların özgürleşmesini merkeze alan bir çizgi inşa etti.
‘Kadroluk silah taşımak değil, direniştir’
Pelin Zozan, mücadele yolculuğunda yalnızca kendi özgürlüğünün peşinde koşmadı. Onun en büyük çabası, her kadının kendi özgürlük yolunu çizmesini sağlamak oldu. Bu nedenle yaşamı boyunca, genç kadın gerillaların bilinçlenmesi, kendine güven duyması ve örgütlenmesi için bir rehber işlevi gördü. Onun çizdiği bu yol, yüzlerce kadının kendi içindeki gücü keşfetmesine öncülük etti. Pelin Zozan, sık sık, “Kadro olmak sadece silah taşımak değil; fikir, ruh ve direniştir” sözleriyle yaşam bilincini vurguladı.
Pelin Zozan’ı son olarak yoldaşları şu sözlerle anlatır: Pelin sadece bize savaşmayı değil, düşünmeyi, sorgulamayı, hissetmeyi öğretti. Onunla birlikte her birimiz biraz daha kendimiz olduk.”