Wan’da ‘Bir kadın kırım politikası: Kadın cinayetleri’ konulu atölye
- 19:18 8 Ağustos 2025
- Güncel
WAN - Wan'da Jineolojî Akademisi ve TJA öncülüğünde “Bir kadın kırım politikası: Kadın cinayetleri” konulu düzenlenen atölyede konulan Figen Aras, "Kadın kırımı dediğimiz şey yalnızca silahla öldürmek değildir. Bu, kadının toplumsallığına, yaşamın her alanına savaş gibi yönelen ve tüm yaşamına dokunan bir kırımdır. Toplumun tamamının, bu kastik katile karşı örgütlü bir mücadele yürütmesi bugün her zamankinden daha büyük bir zorunluluktur” dedi.
Jineolojî Akademisi ve Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan il örgütü binası bahçesinde “Bir kadın kırım politikası: Kadın cinayetleri” konulu atölye düzenledi. “Kadın etrafından gelişecek bilim en doğru sosyolojiye atılmış ilk adım olacaktır” pankartının açıldığı atölyeye, çok sayıda kadın katıldı.
‘Kadına karşı açılan bir savaş var’
Jineolojî Akademisi üyesi Figen Aras, bir savaşın ortasında kadına açılan bir savaşla mücadele ettiklerini belirterek, erkeklerin kadınlara açtığı bir savaş olduğunu vurguladı. Figen Aras, Kürdistan özgürlük mücadelesinin konuşulduğu bir süreçte kadınlara yönelik atölye çalışmaları yürüttüklerini belirterek, “Büyük bir savaşın içerisinde büyük bedeller ödendi, binlerce şehidimiz oldu ve bu şehitlerin birçoğu kadındı” diyen Figen Aras, “kadınlara açılan bir savaş var. Kadın kırımı kadına dönük açılan bir savaştır. Wan’da son yıllarda en az 40 kadın erkekler tarafından katledil. Türkiye genelinde ise bu sayı 400’ü aşıyor. Figen Aras, “Bu, bir kadın kırımıdır. Kadına karşı başlatılan bir savaştır. Erkekler kadınları öldürüyor, eve kapatıyor, tecavüz ediyor. Erkeklerin kadınlara açtığı bir savaş var. Abdullah Öcalan’ın kadın kırımlarına karşı sessizliğe dikkat çektiği yazıları söylemleri var. Kendi cinsimize yönelik bu saldırıların normalleşmesi, zamanla isyana dönüşmesi gerekirken, çoğu zaman aynı sessizlikle karşılanıyor. Kürt’ün kendini bir varlık olarak görmesi kadar, kadının da kendini bir varlık olarak görmesi oldukça önemlidir” dedi.
Figen Aras, kadın varlığını yok etmeye çalışan bir zihniyet ve ideolojiyle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Figen Aras, “Bu sorun ancak özgün örgütlenmeyle son bulur. Kurumsallaşma dedik, kurumsallaşmak için örgütlenme, örgütlenme için ise bilinçlenme gerekiyor. bunların hepsini yapabilecek güce, harekete ve felsefeye sahibiz. Biz bunun sözünü verdik. Biz özgür olmazsak bu toplum özgür olmaz. O yüzden sözümüzü tutup mücadelemizi ve örgütlülüğümüzü yüceltmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Kastik katile karşı örgütlenme vurgusu
Milyonlarca kadının, sistemin yarattığı erkeklik üzerinden katledildiğini, evlere kapatıldığını, tecavüze uğradığının altını çizen Figen Aras, “Binlerce kadın mutsuz evlilikler yaşadı ve hâlâ yaşıyor. 21’inci yüzyılda bugün, kaç kadın kendi evinde ‘Ben kendi kararlarıma sahibim’ diyebiliyor? Birey olarak belli kazanımlar elde etmiş olsak da, komşumuz, annemiz ya da kardeşimiz hâlâ bu şiddeti yaşıyorsa, toplum olarak aynı noktadayız. Önderliğin ‘kastik katil’ olarak tanımladığı olgu; toplumun her kesiminde yer alan, kimi zaman açık kimi zaman sinsice işleyen bir sömürü düzenidir. Bu katil bazen erkek, bazen okuldaki öğretmen, bazen bir defter, kalem ya da tüfek olarak karşımıza çıkar. Kadın kırımı dediğimiz şey yalnızca silahla öldürmek değildir. Bu, kadının toplumsallığına, yaşamın her alanına savaş gibi yönelen ve tüm yaşamına dokunan bir kırımdır. Toplumun tamamının, bu kastik katile karşı örgütlü bir mücadele yürütmesi bugün her zamankinden daha büyük bir zorunluluktur” diye belirtti.
Kadınların özgürlüğü barışın güvencesi olacak
Barış ve demokratik toplumun inşasını konuşulduğu, komünal yaşamın inşasının konuşulduğu bir süreçten geçtiklerini ifade eden Figen Aras, bu süreçte kadınların yer almasının hayati olduğunu vurguladı. Figen Aras, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kadınların bu sürece öncülük etmesi gerekiyor. Kendi özgürlüğümüzün toplumsal özgürlüğe vesile olacağını bilerek katılmalıyız” dedi. Artık ölümlerin son bulmasını istediklerini sözlerine ekleyen Figen Aras, şöyle anlattı: “Biz tabut taşımak istemiyoruz. Kadınlar, şiddetle karşılaştığında nereye başvuracağını bilirse o şiddete karşı daha güçlü durabilir. ‘Benim bir kurumum, bir hareketim var’ diyebilmeli. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yürütüldüğü bir süreçte kadın örgütlülüğünü daha da güçlendirmeliyiz. Erkekliği değiştirmek, dönüştürme ve şiddetle mücadelemizi daha da güçlendirmek gerekiyor. Artık Çalışmalarımızı kurumsallaştırmamız gerekiyor.”
Atölye, kadınların aktarımlarıyla son buldu.