Muğla’da kadın buluşması: Kadınlar sürecin öznesi

  • 14:45 11 Nisan 2025
  • Güncel
MUĞLA - DEM Parti Kadın Meclisi’nin "Barış ve Demokratik Toplumun İnşasında Kadın Buluşmaları" kapsamında Muğla’da yaptığı buluşmada, kadınların bu sürecin öznesi olduğu vurguladı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, "Barış ve Demokratik Toplumun İnşasında Kadın Buluşmaları" kapsamında Muğla’da feministler, kadın örgütleri, platformları ve kadın dernekleriyle bir araya geldi. Menteşe’de bulunan Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen buluşmaya çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.
 
‘Kadınlar bu sürecin öznesi’
 
Buluşmada konuşan DEM Parti Muş milletvekili Sümeyye Boz, barışı ve demokratik topumu inşa etmede kadınlar olarak bir mücadele hattı örmek ve kadınların verebileceği önerilerle, taleplerle ilerlemek amacıyla bu buluşmaları gerçekleştirdiklerini ifade ederek, bu önemli sürecin kadından bağımsız olmadığını ve kadınların bu sürecin öznesi olduğunu vurguladı. Sümeyye Boz, “Demokrasi dediğimiz şey demokratik siyasetin ilerlemesi için önemli bir mecra. Çünkü demokratik siyasetten bahsederken şöyle ifade etmek de gerekiyor, önceki toplumlarda, halklar, komünler kendi kaderlerini kendilerini ilgilendiren meselelerle ilgili bir çözüm, tartışma ya da bunu yürütebilecekleri mekanizmaları hayata geçirmek için hep bir araya gelirler ve kendileriyle ilgili konularda çözüm üretmek karar vermeyi beraber sağlarlardı. Bunun içerisinde bütün farklılıklarıyla, cinsiyet kimlikleriyle, kültür kimlikleriyle, inanç kimlikleriyle var olabilirlerdi. Demokratik siyaset, toplumların ilk gelişmeye başladığı meselelerde bile var olan bir şey ama giderek patriyarkanın, ataerkil toplumların kendilerine bir alan açmalarıyla beraber hem tekçi zihniyetlerin egemenliği hem de bununla birlikte cinsiyetçi yaklaşımlarla beraber kadınlar ve diğer öteki kimliklerin her birisi demokratik siyaset kanallarında kendilerine yer bulamaz ya da ötelenen dışlanan tarafta olmuşlardır” dedi.
 
Krizlerin nedeni Kürt sorununun çözümsüzlüğü  
 
Savaşların erkek egemen zihniyet tarafından sahiplenildiğini dile getiren Sümeyye Boz, barışın her zamandan daha zor olduğunu ve kadınların barışla kurduğu ilişkinin, savaşla kurulan ilişkiden çok daha büyük olduğunu kaydetti. Sümeyye Boz, kadınların barışı erkeklerden daha çok desteklediğini ve barışın sağlanması için mücadele eden tarafta olduklarını belirterek, “Biz özellikle demokratik siyaset, demokrasi, barıştan bahsederken Kürt sorununu, Kürt sorununun çözümü ile ilgili yol yöntemleri, mekanizmaları göz ardı edemeden yürümek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Şu an ülkede var olan genel krizlerin hepsinin bir savaş siyasetinden ve giderek otokratik bir yönetme biçimine evirilmesinden ve bununla beraber bu savaş siyasetinin kadınları da yok sayan ve hapseden boyutundan ilgili olduğunu biliyoruz. Bunların hepsinin de Kürt sorunundan kaynaklandığının da farkındayız. Bu anlamda da barışın inşasının ve konuşmasını yaparken ‘Barışa ihtiyacımız var’ gibi inisiyatifler Türkiye’nin her yerinde oluşmaya başlamışken barışın ihtiyaç olduğunu kadınlar başta olmak üzere savunuculuğunu bu kadar yapmışken her alanda bunu büyütmek görevinin ve sorumluluğunun hepimize düştüğünü gören bir yerden bu toplantıları yapıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Barış, kadınların inşasıyla gelecek’
 
Bu sürecin en çok Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri şahsında, anneler öncülüğünde yürütüldüğüne dikkat çeken Sümeyye Boz, “Barış gelecekse en çok kadınların inşasıyla, kadınların bu mücadeleyi örmesiyle kadınların bu hatta kendilerini öncü kılmasıyla gerçekleşeceğini biliyoruz. Sistematik devam eden saldırılar karşısında hiç mücadelesinden geri adım atmayan Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri varken bizler de kendi bulunduğumuz alanlarda örgütlü kadınlar olarak bu mücadelenin bir hattını örmek ve barışa sahip çıkmak gerektiğini hatırlatmak zorunda kalıyoruz. ‘Bu çağrıyı nasıl değerlendiriyorsunuz’ diye yaklaşık yüz bir yerde üç yüze yakın toplantı gerçekleştirdik ve binlerce insanın katılımıyla Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hem topluma hem de kadınlara nasıl etki ettiğine dair geri dönüşler de aldık. Bu raporların içerisinde çok çarpıcı bir şey vardı. Annelerin çoğunluk katılımıyla gerçekleşen toplantılardı. Anneler, ‘Ben kaybettim, ben ağladım, benim ciğerim yandı. Başka bir annenin kadının ciğeri yanmasın’ dedi. Savaşın yıkıcılığının ne olduğunu kadın iyi biliyor dedik ya bunun başka bir kadına da nasıl etki ettiğini, en iyi kadınlar biliyor” diye ifade etti.
 
Konuşmanın ardından buluşma, kadınların barışı inşa etme konusundaki öneri ve taleplerini paylaşmasıyla devam etti.