Wan Kent Konseyi: Seçilmişlerin yanındayız

  • 17:48 5 Aralık 2024
  • Güncel
WAN - Wan Kent Konseyi olağanüstü toplanarak gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Toplantı sonrası yayınlanan deklarasyonda, “Halkın gerçek iradesiyle seçilmiş bütün eşbaşkanlarımız ve meclis üyelerimizin yanında olduğumuzu beyan eder ve deklere ederiz” denildi.
 
Geçtiğimiz hafta kuruluşunu ilan eden Wan Kent Konseyi, gündemdeki gelişmeleri değerlendirmek üzere olağanüstü toplandı. Wan’daki bir otelde bir araya gelen konsey bileşenleri, Rojava’ya yönelik saldırıları, Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesine yönelik Yargıtay kararını ve buna karşı nasıl bir hat oluşturacaklarına dair basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Neslihan Şedal ile Abdullah Zeydan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve DEM Parti il eşbaşkanları, demokratik kitle örgütleri, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri temsilcileri olmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluş temsilcisi katıldı.  
 
Toplantının divan üyeliğini Diba Keskin, Kent Konseyi Eşbaşkanı Fikret Doğan ile Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal yürüttü.
 
Divan adına konuşan Diba Keskin, kısa bir süre önce kent konseyinin ilan edildiğini ifade ederek, tüm katılımcılara teşekkür etti.
 
‘Yargısal kumpaslarla kayyımları gündeme getirmeye çalışıyorlar’
 
Ardından konuşan Kent Konseyi Eşbaşkanı Fikret Doğan, kısa bir süre önce Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde kent konseyinin oluştuğunu ifade ederek, “Böyle kuruluşlar kentimiz için çok önemli. Çünkü yıllardan beri sinsi bir şekilde başladılar şimdi açıkça faşizm kendisini kurumsallaştırmaya çalışıyor. Bunun karşısında biz toplumsal tüm kesimleri, demokrasiyi kurumsallaştırmamız gerekiyor ki karşı durabilelim ve çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakalım. Kırmadan toplumsal tüm kesimlerin bir araya geldiği hiçbir iradenin halkın iradesinin üstünde olmadığını biliyoruz. Hiç dilimizden düşürmediğimiz demokrasi açısından böyle oluşumlar netlik yeridir. Buraya katılan herkesin vicdanının sesini duyan kişiler olduğunu düşünüyorum. 
 
Ortaklaşma mesajı 
 
Hepimiz şahidiz ki 8 yıllık kayyım pratiği bu kente hiçbir şey yapmadı. Yapmadı ki 31 Mart’ta bu halk Van’daki 14 belediyenin 14’ünü seçti. Bizler biat ettikçe onlar doymuyorlar. Değişik yargısal kumpaslarla tekrara kayyımları bu ülkenin gündemine getirmeye çalışıyorlar. Yönetime, geleceğimize biz karar verelim. Geçmişimizden ve geleceğimizden çaldıklarınızı bırakın. Dünü de hatırlıyoruz bugünü de. Artık ‘yeter’ demeliyiz. Birilerinin emperyal emellerine, ülkeyi batırmalarına izin vermemeliyiz. Biz de Kent Konseyi yönetimi olarak sizlere şu sözü veriyoruz; Bundan sonra kentimize ilişkin ne varsa toplumsal tüm kesimlerle ortaklaşma çabası içinde olacağız” diye belirtti.
 
‘Van halkı bir tarih yazdı’
 
Toplantıda söz alan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, tüm katılımcıları selamlayarak, “Farklı düşünenler olsa bile mesele kentimizse, geleceğimiz ve halklarımızsa bu farklılıklarımızı bir zenginlik haline getirebiliriz. Kentimizin menfaatine ortak akılla ortak çözüm bulabiliriz. Biz asla ‘Bizden başka kimse daha iyi bilemez’ demedik. Bizler ancak el ele vererek kayyım tahribatının üstesinden gelebileceğimizi biliyoruz. Ve bu akıllar Kent Konseyi’ni geç de olsa hayata geçirdik. 10 yıldır AKP’li kayyım gaspıyla karşı karşıyayız. Ağır bir tahribat ve yıkım var. Bu yıkımı el ele verirsek üstesinden yavaş yavaş gelebileceğimizi biliyoruz. Van’ın öyle bir gücü var ve biz bu güce güvenerek bu yükün altından kalkabileceğimize inandık. Bu birlik ve beraberlik bize güç kattı. 
 
Van halkı tarih yazdı
 
Dilimizi kültürümüzü, toplumsal barışı, adaleti, hukuku birlikte koruduğumuz müddetçe her şeyin üstesinden geliriz. Tarihe baktığımız zaman öncülerimiz yaşadıkları sürede halkına karşı sorumluluklarını yerine getiremedikleri için yüz yıllardır acı ve zulüm dolu bir yaşama maruz kaldık. Yaşadığımız süreç de tarihi bir süreçtir. Van halkı bir tarih yazdı. Tarih’te Van’dan çok küçük bir kentte bile belediyelerin tamamının bir partinin kazandığına dair bir örnek yoktur. Van halkı, adaleti, barışı, demokrasiyi korumasıyla, hırsızlık ve yolsuzluk düzenine ‘dur’ demesiyle örnek oldu” şeklinde konuştu.
 
'Yargı kumpasıyla el koymaya çalışıyorlar’
 
“Sandıkta baş edemedikleri Van halkı iradesine yargı kumpasıyla el koymaya çalışıyorlar” diyen Abdullah Zeydan, halkın iradesine yeniden çökmeye çalışıldığını ifade etti. Abdullah Zeydan, “Gidelim AKP’nin bir belde belediye başkanını görevden alalım, gasp edelim bunu kabul ederler mi? Asla kabul etmezler ve haklılar da. Çünkü insan olan kabul etmez. İnsan onuru için yaşar. Siz ısrarla Kürt halkını iradesine çökerek, Kürt halkını siyasetin dışına iterek bir fayda sağlayamazsınız. Bu halkın iradesini kabul edeceksiniz. Halktan utanmıyorsunuz, Allah’tan da mı korkmuyorsunuz? Kayyım gasplarının, inkarın, imhanın, tecridin bu ülkeye kazandırdığı bir şey yok. Herkesin toplumsal barışa yönelmeli” dedi.
 
‘Sözümüzü birleştirmeliyiz’
 
Toplantıda konuşan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal da tüm katılımcıları selamlayarak, “Demokratik bir yönetim için her zaman ortak ve kolektif bir akılla kentimizi yöneteceğimizi söyledik. Kim hangi inanç ve kimlikle kendini tanımlıyorsa yönetim hakkında söz sahibi olacak demiştik. Çünkü bizim fikriyatımız ekolojik, demokratik, kadın özgürlükçü bir yönetim anlayışı. Farklılıkları, halkların kültürünü, dilini, inancını, kadınları tanımayanlar Kürtler üzerinden saldırılarını geliştiriyor. 31 Mart seçimlerinin ardından gelişen mazbata gaspına karşı halk iradesini gördük. Bu topraklarda yıllardır zulüm politikası yürütülüyor. Dilimizle, kültürümüzle, inancımızla yaşamamızı istemiyorlar. Bu sorunların tamamının Kürtlerin özgürlük sorunu ile ilgili olduğunu biliyoruz. AKP öncülüğünde kirli bir politika yürütülüyor. 
 
İrademize sahip çıkmalıyız
 
Van’ın iradesini savunanlar bugün de alanlarda. Vicdan ve adaleti savunduğumuz müddetçe onların bu politikaları da sonuçsuz kalacaktır. Bugün Van’ın en önemli sorunu göçtür, inançların, değerlerin katledilmesidir. Ancak en büyük sorun adaletsizliktir. Bizler de Kent Konseyi olarak vicdansızlığa ve hukuksuzluğa karşı irademize sahip çıkmalıyız. Halkın kendisi hakkında söz sahibi olmasını istemiyorlar. 9 yıllık süre zarfında kentin sorunlarının derinleştiğini gördük. Biz de bu kentte kendini kim nasıl tanımlıyorsa onların iradesine sahip çıkacağımızın sözünü veriyoruz. Van halkı irade ve onur sahibidir. Bunun için el ele vermemiz gerekiyor. Nasıl ki 3 Nisan’da sesimizi ve irademizi bir yaptıysak bu saldırıya karşı da sözümüzü birleştirmeliyiz. Demokrasi bizi kurtaracaktır” sözlerine yer verdi.   
 
Ardından toplantının sonucuna dair ortak bir deklarasyon metni yayınlandı.
 
Deklarasyon metnini Diba Keskin okudu.
 
‘Halkın gerçek iradesiyle seçilmiş bütün eşbaşkanlarımızın yanındayız’
 
31 Mart seçimleri ve sonrasında gerçekleşen mazbata gaspı ile halk direnişinin hatırlatıldığı deklarasyonda, Abdullah Zeydan hakkında gelişen hukuki süreç anlatıldı. Deklarasyon metninde şu ifadeler yer aldı: “Van halkının seçtiği Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan görevinin başındadır. Halkımızın seçimle belirlediği belediye yönetimlerine yönelik anti-demokratik, hukuk dışı, darbevari uygulamaları, hukuk dışı kayyım girişimlerini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Tüm kesimlerin, anti-demokratik bu girişimlerin açığa çıkaracağı ağır toplumsal risklerin farkında olması, gerekli hukuki ve demokratik süreçlerin hızlıca işletilmesi halkın yararınadır. 
 
Van halkının; kurumları, demokratik kitle örgütleri, STK’leri, sendikaları ve bir bütün olarak temsilcileri ve öncüleri olarak, özelde ilimizde genelde ise ülkemizde yaşanan ve yaşatılmaya çalışılan anti-demokratik ve kaotik ortamların son bulmasını, ülkemizin ekonomik, sosyal, siyasal vb. tüm konularda insan hak ve özgürlüklerine kavuşması gerektiğini söylüyoruz. Halkımız, gençlerimiz ve çocuklarımızın geleceği için insan onuruna yakışır yaşam ve hizmet üretilmesi gerekir. Kentin seçilmiş iradesiyle, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaklaşımla, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartına uygun bir belediyecilik anlayışıyla yaşanabilir bir kent kurulması hepimizin sorumluluğundadır. Birlikte bu sorumluluğun gereğini yerine getireceğiz. Halkın gerçek iradesiyle seçilmiş bütün eşbaşkanlarımız ve meclis üyelerimizin yanında olduğumuzu beyan eder ve deklere ederiz.”
 
Toplantı, “jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla son buldu.