Kayyım protestosunda 'Mücadelemizi sürdüreceğiz' vurgusu
- 13:05 7 Aralık 2024
- Güncel
DÊRSİM - Dersîm’de kadınlar, irade gaspına karşı yaptığı açıklamada, kayyım politikasının bir faşizm politikası olduğunu belirterek, "Türkiye’de kadın kazanımlarını savunmak temel gerekçemizdir" dedi ve mücadelenin sürdürüleceğini vurguladı.
Dêrsim ve Pulur (Ovacık) belediyelerine kayyım atanmasının ardından tepkiler devam ediyor. Adana, Mersin, Xarpêt, Cewlîg ve Amed’den gelen kadınlar, Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde irade gaspına karşı Sanat Sokağı’nda bir araya gelerek “Jin, Jiyan, Azadî”, “Kayyımlar gidecek, biz kalacağız”, "AKP halka hesap verecek” sloganları ile Dêrsim Belediyesi önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. "Kayyım gaspına karşı yaşasın kadın dayanışması" pankartının açıldığı yürüyüşte "Jin, Jiyan, Azadî", "Eşbaşkanlık mor çizgimizdir", "Ana Zarifelerden günümüze kadın direnişleriyle uyandırılan çerağlar yolumuzu aydınlatıyor", "Kadınların özgür yaşam ikrarı eril nihak sistemi yıkacak", "Her tım şer bû jiyana mın" dövizleri taşındı.
Kadınlar belediye önünde açıklama yaptı.
'Belediyemizi halkımız ile yönetiyoruz'
Burada ilk konuşan DEM Parti Dêrsim İl Eşbaşkanı Esma Ateş, kayyımın zulüm olduğunu belirterek, "Belediyelerimize kayyım atandı, kayyım zulümdür. Bunu kabul etmiyoruz. Kayyım kadın ve gençlerin kazanımlarına saldırıyor. Biz burada halkımız ile belediyemizi yönetiyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Mücadelemizi vermeye devam edeceğiz'
DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu ise kayyım politikasının bir faşizm politikası olduğunu söyleyerek, "Kayyım politikasına karşı sesimizi yükseltmek için buradayız. Kayyım hem kadın hem de Kürt düşmanı politikalardır. 8 yıldır Kürdistan’da uygulamaya çalıştıkları bu politikayı halk kabul etmediği gibi kadınlar da kayyım politikasını teşhir etmeye devam ediyor. Kayyım politikası bir faşizm politikasıdır. Faşizm erkek egemen, cinsiyetçi ve ırkçıdır. Kadın dayanışmamız ile kadınların mücadele ruhuyla geçmişte diktatörleri nasıl devirdiysek, bugün de kayyım rejimine karşı mücadelemizi vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Halide Türkoğlu, kayyım rejiminin özgür ve eşit yaşamak isteyenlere karşı savaş hukuku olduğunu dile getirerek, devamında şunları kaydetti: "Kayyım senaryosu, yargının siyasallaşması senaryosu olarak hayata geçiriliyor. Bu senaryonun ne olduğunu ortaya koyuyoruz. Bu, aynı zamanda özgür ve eşit yaşamak isteyenlere karşı savaş hukukudur. İktidar bir yandan kadınlarla, Kürtlerle savaşıyor. Tek adam faşist rejimini kayyımlar eliyle Türkiye’nin her yerinde hayata geçirmek istiyor. Bir yandan halkın, kadınların iradesini çalıyor; emeğimizi, bütçe hakkımızı da çalıyorlar. Bu iktidarın kendisini var etme biçimi bunlardan bağımsız değil.
Dêrsim halkı kayyımları kabul etmiyor. Dêrsimli kadınlar buna isyan ediyor, iradesinin çalınmasını kabul etmiyor. Burada kadın dayanışması ile hırsız ve kadın düşmanı kayyımlara karşı mücadelemizi yükselteceğimizi söylüyoruz. Mücadele etmek zorundayız. Çünkü kazanımlarımız gasp ediliyor. Biz kadınlar eşit ve özgür yaşamak istiyoruz. Bu kayyımlar şiddeti, inkârcılığı besleyenlerdir. 22 yıldır AKP iktidarı nasıl kadın ve Kürt düşmanı politikalarıyla kazanımlarımızı hedef haline getirmişse gelir gelmez eşbaşkanlık sistemine, kadın kazanımlarına, kadın merkezlerine saldırıyor. Kürdistan’dan Türkiye’ye kadın kazanımlarını savunmak temel gerekçemizdir.
Eşbaşkanlarımızı kelepçelemek, ev hapsi ile bu iradeyi kırmak istiyorlar. Gasp ettikleri yetmiyor gibi itiraz eden kadınlara kelepçe takarak, sözünü bastırmak istiyorlar. Yıllarca verdiğimiz mücadelenin bedeli ne olursa olsun bir adım daha geri atmadık. Kelepçe vurarak, ev hapsine gönderebilirsiniz. Özgür olmakta ısrarcıyız, düşüncelerimiz, kalbimiz, dayanışma ruhu sokaklardadır. Buna kimse ket vuramaz. Birsen Orhan’ın direnişi kadınların direnişidir.
Bugün kayyım politikalarıyla kazanımlarımıza ve modelimize saldıran iktidar, Suriye’de çeteler eliyle işlenen birçok suçtan da sorumludur. Rojava’ya yönelik saldırı, Kürtlerin kazanımlarına ve kadın devrimine saldırıdır. Geçmişte Kobanê’yi nasıl savunduysak; kayyıma da bu topraklarda geçit vermeyeceğiz. İtaat etmeyeceğiz. Ne olursa olsun mücadelemizi yükselteceğiz. İster zindanlara göndersinler, belediyeler bizimdir, irade bizimdir. Onların istediği sınırları da kabul etmeyeceğiz. Eşitlik ve özgürlük mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Kararlıyız, ısrarlıyız, direneceğiz, kazanımlarımızı büyüteceğiz.”
'Halkların hakkını kimse gasp edemez'
Ardından konuşan Mersin Cemevi üyesi Aysel Klavuz Demir, Dêrsim'de idam edildiklerini ama boyun eğmediklerini ifade ederek, “Dêrsim kadim topraklarında inancımız, can, canan demiş. Halkların hakkını kimse gasp edemez. Bu gerçekten dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez, biz de kabul etmeyeceğiz. 1938’de katledildik. Sivas’ta yandık, Dêrsim’de idam edildik ama asla boyun eğmedik. Sonuna kadar direneceğiz” dedi.
'Kayyımlarla bizi bitiremezler'
Daha sonra konuşan Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) Eşbaşkanı Suphiye Bayav, “Kayyımlarla bizi bitiremezler. Kayyımlarla korkutamazlar. Herkesin iradesi kabul edilmelidir. 22 yıldır AKP, Türkiye halklarına ne yaptı? Kayyım, insanların iradesini gasp ediyor. Bunu kabul etmiyoruz. Alişêr’in, Beselerin diyarıdır. Nasıl ki onlar baş eğmedi, biz de baş eğmeyeceğiz. Nasıl ki; 1990’larda Kürt köyleri yakıldığında bizi bitireceklerini düşünüyorlardı. Ancak Kürt halkı bugün de ayaktadır” ifadelerini kullandı.
'Kadınları silmeye çalışan kayyımlar gidecek'
Ankara’dan gelen Bağımsız Feministler grubu adına İlgi Kahraman da, “Patriarka ile erkek devletin işbirliğini kayyım politikalarıyla bir kez daha gördük. Kamusal alandan kadınları silmeye çalışan kayyımlar gidecek, biz kalacağız. Patriarka ve erkek devlete karşı yaşasın kadın dayanışması” şeklinde konuştu.
Halk kayyımları istemiyor
Son olarak konuşan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir şunları aktardı: “Kayyım rejimi her seferinde sandıklarda yenildi. Kayyım politikası halka hizmet etseydi, halk memnun kalırdı. Kayyımları seçerlerdi. Buna tek bir örnek yoktur. Halk kayyım politikasının sürdürülmesini istemiyor. Kayyım siyasetiyle ömrünü uzatamaz. Halk iradesine karşı alanlarda direniyor. Buradan kadınlar ve Kürtler olarak, irademizi sizin politikalarınıza teslim etmeyeceğiz. Buna karşı mücadele edeceğiz. Bu politikaya karşı en çok kadınlar mücadele etmelidir. Kayyımların 8 yıl boyunca kadın alanlarına dair yaptığı tahribatları hep birlikte gördük. Birsen Orhan, kayyım politikasına boyun eğmedi. Bugün evde hapis olabilir ama fikirlerimiz özgürdür. Fikirlerimizle yaşamın her alanında olacağız.”
Eylem, sloganlarla sona erdi.