'Herkes Özerk Yönetim etrafında kenetlenmeli'

  • 09:01 16 Aralık 2024
  • Güncel
 
Derya Ren
 
RIHA - Türkiye’nin saldırılarıyla "Demokratik Ulus" paradigmasının hedef alındığını belirten Fırat Kantonu Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Mizgîn Xelîl, “Tüm saldırılara karşı Demokratik Ulus paradigmasını kalıcı hale getirerek savunmasını yapmaya devam edeceğiz. Bundan kaynaklı da 7’den 70’e herkesin Özerk Yönetim etrafında kenetlenmesi gerekiyor” diye çağrıda bulundu.
 
Özerk Yönetim, Rojava’da 2014 yılında ilanıyla beraber yeni bir inşa sürecine girdi. Bu süreçte yönetim, eğitim, sağlık, diplomasi, kadın ve askeri alanlarda büyük yeniliklere imza atarken, Ortadoğu’da alternatif bir yönetim modelinin mümkün olduğunu kanıtladı. Tüm halklar için büyük bir umut haline gelen Özerk Yönetim, emperyal ve ulus-devletlerin hedefi haline geldi.
 
Heyeti Tehrir el-Şam’ın Baas rejimine yönelik gerçekleştirdiği saldırıları fırsat bilen Türkiye ve ona bağlı paramiliter gruplar, Özerk Yönetim’in denetimindeki bölgelere saldırılar düzenledi. Bu saldırılarda siviller hedef alınırken, onlarca kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi ise yaralandı.
 
Konuya dair Fırat Kantonu Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Mizgîn Xelîl, JINNEWS’e konuştu.
 
‘Çetelere ağır darbeler verildi’
 
Baas rejiminin devrilmesini hatırlatan Mizgîn Xelîl, “Türkiye bu saldırıları fırsat bilerek Özerk Yönetim’in denetiminde bulunan yerlere saldırdı. 14 yıl önce Kürtler, vermiş oldukları mücadele sonucunda halkların devrimini gerçekleştirdi ve kendilerini yönetme hakkını elde etti. Türkiye, Özerk Yönetim’in kurulduğu tarihten bu yana, hayalinde ve çabasında Özerk Yönetim’e saldırmak var. Bundan dolayı her fırsat bulduğunda saldırıyor. Bununla beraber Türkiye, Minbiç’te çetelerin uyuyan hücrelerini devreye koydu. Bu saldırılar sonucunda siviller katledildi ve katliamlar yapıldı. Minbiç’in hedef alınmasının temel nedeni, orada halkların birlikte yaşadığı gerçeğidir. Kürtler ve Araplar arasında bir çatışma çıkarmak istediler. Özel savaş politikalarıyla kendilerini var etmek istediler. Ancak QSD, YPG-YPJ güçleri bu saldırılara karşı büyük direniş gösterdi. Tünel savaşı taktiğiyle Türkiye’ye bağlı çetelere ağır darbeler verildi” dedi.
 
‘Yapılanlar insanlık ve savaş suçudur’
 
Türkiye’nin saldırılarıyla "Demokratik Ulus" paradigmasının hedef alınmaya çalışıldığını söyleyen Mizgîn Xelîl, Türkiye’nin Minbic’e yönelik saldırılarında sivillerin hedef alındığını belirtti. Mizgîn Xelîl, “Türkiye’nin saldırıları Minbic ile sınırlı kalmadı. Örneğin, Eyn-İsa’ya yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda bir ailenin tamamı katledildi. Kobanê’de okuldan dönen çocuklar hedef alındı. Tüm bu saldırılarda savaş suçu dediğimiz durumlar yaşandı. Cenevre Sözleşmesi’ne göre orada yapılanlar büyük bir insanlık ve savaş suçudur. 1949’dan sonra imzalanan birçok protokolde, savaşta yaralananlara yaklaşım konusunda hükümler vardır. Ancak Minbiç’te yaralıların kaldığı hastaneye çetelerin düzenlediği saldırılarda, yaralıların nasıl katledildiğini gördük” ifadelerini kullandı. 
 
'Dünya saldırılara sessiz kaldı'
 
“Türkiye’ye bağlı çetelerin yaptığı saldırılarda savaş hukuku esas alınmadı” diyen Mizgîn Xelîl, tüm dünyanın buna sessiz kaldığını dile getirdi. Mizgîn Xelîl, “Garantör olan güçler bu saldırılara sessiz kaldı. Herkes bu saldırıların ortağıdır. Ancak şunu iyi bilsinler: Biz direnişimizle var olmaya devam edeceğiz. Türkiye ve Erdoğan için kanser haline gelen Kobanê ruhuyla direniş devam edecektir. Çünkü Kobanê, Özerk Yönetim’e öncülük etti ve orada verilen direnişle yeni bir sistemin kuruluşu gerçekleşti. Kobanê, devrimin kalbi haline geldi. Bu da onlar için kanser haline geldi. Minbic’e yönelik saldırılarla Kobanê’de hedef alınmak istendi. Ancak güçlerimiz bu saldırıları boşa çıkardı” diye konuştu. 
 
‘Demokratik Ulus paradigmasının savunmasını yapacağız’
 
Mizgîn Xelîl, Kobanê’nin civar köylerine yönelik gerçekleşen saldırılara değinerek şu sözleri kullandı: “Şervanlar, orada direniş tarihini yeniden yazdılar. Şehadetlerimiz oldu. Ancak biz, nasıl ki DAİŞ’i kendi topraklarımızdan kovduysak, aynı şekilde Türkiye’nin çetelerini de kovacağız. Halkımıza ve şehitlerimize sözümüzdür: Onların bırakmış olduğu mirasın takipçisi ve mücadelecisi olacağız. Tüm saldırılara karşı Demokratik Ulus paradigmasını kalıcı hale getirerek savunmasını yapmaya devam edeceğiz. Bundan kaynaklı da 7’den 70’e herkesin Özerk Yönetim etrafında kenetlenmesi gerekiyor.”