DEM Partili vekiller: ‘Terör yuvası’ diyerek okulları bombalıyorsunuz
- 20:02 15 Aralık 2024
- Güncel
ANKARA - En büyük devlet aracının “Tek millet, tek devlet, tek dil “söylemleri üzerine kurulu olduğunu söyleyen Semra Çağlar Gökalp, “ Kobani'de, Haseke'de çok dilli eğitim veren okulları terör yuvası bahanesiyle bombaladınız. Yetmedi, Afrin, Serekaniye ve Gresipi'deki okullarda ise Kürtçeyi yasakladınız” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda bir haftayı geride bırakan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri sürüyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bedlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp ve İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve bağlı olduğu kurumlara ilişkin bütçe görüşmelerinde konuştu.
‘Terör yuvası diyerek okulları bombaladınız’
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri farklı etnik ve inançlara sahip halklar ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel sömürünün hedefi haline geldiğini belirten Semra Çağlar Gökalp, “Hâlihazırda bu asimilasyon politikaları Türkiye sınırlarını da aşmıştır; bir yandan asimilasyon politikalarınızı uygulamak için ‘Suriye'de Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yüzlerce okul açtık’ diye övündünüz, diğer yandan Kobani'de, Haseke'de çok dilli eğitim veren okulları terör yuvası bahanesiyle bombaladınız. Yetmedi, Afrin, Serekaniye ve Gresipi'deki okullarda ise Kürtçeyi yasakladınız. Bu tabloya baktığımız zaman size ait olmayan topraklarda yürütmüş olduğunuz bu uygulamalar sömürgecilik değil de nedir” dedi.
‘İnsanı yaşam koşulları oluşturulmalı’
Ülkenin en kalabalık meslek gurubu olan öğretmenliğin en düşük ücret ile çalıştığına dikkat çekerek şunları ekledi: “1 milyondan fazla sayısıyla ülkenin en kalabalık meslek grubu olan öğretmenler en düşük ücretlerle çalışan, atama kriterleri açısından en çok zorlanan, özlük hakları açısından en mağdur bırakılan sınıflardan biridir. Öğretmenler açlık sınırının altında ücretler almaktadırlar. Ücretli öğretmenlik zulmü altında ezilen öğretmenler daha da vahim koşullarda çalışmaktadır. Binlerce eğitim emekçisi darbe bahane edilerek KHK'yle mesleklerinden ihraç edilmiştir. Hukuksuzca ve açlığa mahkûm edilerek ihraç edilen eğitim ve bilim emekçileri aradan geçen 8 yıla rağmen hâlen adalet arayışındalar; bu sese artık kulaklarınızı kapatamazsınız. KHK'ler derhâl iptal edilmeli ve başta eğitim emekçileri olmak üzere tüm emekçiler görevlerine iade edilmelidir.
‘Keyfi atamalarla öğretmenler mağdur edildi’
Norm fazlası durumuna düşürdüğünüz çok sayıda öğretmeni isteği dışındaki okullara göndererek mağdur ettiniz. Millî Eğitim Akademisiyle yandaş nesiller yetiştirerek kadro peşinde koşacak iken her ile açtığınız üniversitelerle yaratmış olduğunuz işsiz öğretmen adayları ordusuna bir atama engeli daha koymuş oldunuz. Ülkenin üniversitelerinde verilen eğitimi boşa düşüren bu akademi projesiyle ataması yapılmayan yüz binlerce gencin, var olan ufacık umudunu da söndürdünüz. Çocukların ve gençlerin eğitime duyduğu güveni ve verdiği kıymeti her politikanızla biraz daha azalttınız. Amacınız eğitim değil, yandaş neferler yetiştirmek oldu.”
‘İhtiyaç temelli okullar açılmalıdır’
Eğitim sisteminin eşitsizliği gözeten bir eksene oturtulması gerektiğini söyleyen Semra Çağlar Gökalp, “Eğitim emekçileri ekonomik olarak refaha kavuşturulmalı, özlük hakları iyileştirilmeli, yol ve yemek gibi ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır, Eğitim emekçilerine yönelik şiddete karşı caydırıcı önlemler alınmalıdır. Okulların fiziki şartları iyileştirilmeli ve hijyen koşulları sağlanmalıdır. Engelli ve eğitime muhtaç çocuklar için yeteri kadar okullar açılmalı ve konusunda uzman personel atanmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Aç çocuklar okula devam edemiyor’
Ardından söz alan Burcugül Çubuk, “Neresinden tutarsak tutalım elimizde kalan bir eğitim sistemi var” diyerek, ülkenin gelmiş olduğu durumu şöyle özetleti: “Siz öyle bir müfredat yaptınız ki geçmişte ezberci, yetersiz, bilimsel değil diye eleştirdiğimiz müfredata rahmet okuttunuz. İlkokullarda resmen okuma yazma öğrenmeyi zorlaştırdınız. Matematik eskiden anlaşılmazdı, şimdi yanlış; tarih resmîydi, şimdi tam anlamıyla fasarya. Proje ödevleri ticaret alanı; bunların sonucunda yoksul halk çocuklarının akademik başarıları giderek düşüyor ve üniversitelere girmek giderek zorlaşıyor bizimkiler için. Neredeyse her köye bir üniversite kurmanıza rağmen, köylerde okul yok ama neredeyse her yere fakülte kurdunuz. Hadi üniversite hayali kuran bir genç bunları aştı, ana dilinde eğitim engelini de aştı. Aç çocuklar okullara devam edemiyorlar, küçük yaşlarda işçileştiriliyorlar.”
‘Direnen gençlik bizim umudumuzdur’
KYK bursu 3 bin olmuş, nelerine yetmiyor değil mi? Bunlar sizin çerez paranız bile değil. Ama bunu hâlen egemen kılamadınız, kılamadınız ki elinizde sopa; özerk, demokratik, bilimsel, ana dilinde, cinsiyet eşitlikçi akademi mücadelesi veren öğrencilerin burslarını, kredilerini keserek, yurtlardan atarak, hedef gösterip linç ettirerek yıldırmaya uğraşıyorsunuz; eylemlere sivil faşistleri saldırtıp, gözaltına alıp, işkence ederek susturmaya çalışıyorsunuz; hapsediyorsunuz, hapiste öğrenimine devam etmek isteyen öğrencilere bin bir mali ve prosedürel engel çıkararak eğitim hakkını engelliyorsunuz. ODTÜ'de sürekli erkek egemen faşist çeteler tarafından zarar verilen kadın duvarı da size rağmen geleceğinden vazgeçmeyenlerin duvarıdır. İTÜ'de hedef gösterilen ve sivil faşistlerin, polislerin ortak saldırısına karşı direnen üniversiteli gençlik bizim geleceğimizin andıdır.”