Amina Zikiri: Bu süreç Kürdistan’ın her parçasını etkileyecek!

  • 09:03 8 Aralık 2025
  • Güncel
Melike Aydın
 
İSTANBUL - Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na katılan Amina Zikri,  “Bu süreç hem Kürdistan’ın tüm parçaları hem de gelecek için çok önemli. Diğer süreçlerden farklı ve çok önemli etkileri var, hem Kürdistan’ın her parçası üzerinde hem de barış sürecinin devam etmesi üzerinde önemli bir etkisi var” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) İstanbul’da düzenlediği ‘Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Eski Başkanı Mesud Barzani’nin temsilcisi ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Politbüro üyesi Amina Zikiri de katıldı. 
 
‘Diğer süreçlerden farklı bir süreç işliyor’
 
Türkiye’de devam eden sürecin önemli bir aşamada olduğunu, daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Amina Zikiri “2013’te de bir süreç yaşanmıştı ve 2024’te de bu süreç başladı ve bunun üzerine çok önemli çalışmalar yürütülüyor. Bu süreç hem Kürdistan’ın tüm parçaları hem de gelecek için çok önemli. Diğer süreçlerden farklı ve çok önemli etkileri var, hem Kürdistan’ın her parçası üzerinde hem de barış sürecinin devam etmesi üzerinde önemli bir etkisi var” şeklinde konuştu.
 
‘Abdullah Öcalan’ın mesajını Mesut Barzani olumlu karşıladı’
 
Amina Zikiri Mesut Barzani’nin Abdullah Öcalan'ın Kürt birliğine dair çağrısı, kendisiyle görüşme talebi, Kürt siyasetinin farklı kanatları arasında bir “Ulusal Kongre” ruhunu canlandırma çabalarını nasıl değerlendirdiği ve Türkiye'deki barış sürecinin yeniden başlaması ihtimaline dair KDP'nin bakış açısına dair sorumuzu yanıtladı. Abdullah Öcalan’ın etkisinin oldukça büyük olduğunu ve KDP olarak silah bırakma çağrısına büyük önem atfedip destek verdiklerini belirten Amina Zikiri sürecin hem Türkiye hem de Kürdistan’a önemli yansımaları bulunduğunu dile getirdi. Amina Zikiri “Türkiye, Kürdistan, Suriye ve İran’ın istikrarının birbiri ile doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Barış süreci hemen başlayıp bitecek bir süreç değil. Bu tür süreçler ciddi sabır isteyen süreçler. Sayın Öcalan’ın yaptığı açıklamadan sonra Başkan Barzani de bunu çok olumlu karşıladı. Zaten daha önceki süreçlerde de Türkiye’deki partiyle bu konuda görüşmeler yapılıyordu. O dönemde Başkan Barzani HDP ile yaptığı toplantıda Türkiye’de böyle bir barış sürecinin yürümesinin çok önemli bir gelişmenin temeli olduğunu söylemişti. Başkan Barzani’nin barış süreci söz konusu olduğundaki yaklaşımı ve bu konuda verdiği talimatları biliyoruz. Bu meselede ‘müzakere ile geçecek yüzyıl savaşla geçecek bir yıldan daha iyidir’ dediğini hatırlıyorum. Savaş yıkım demek Kürtlerin de müzakere ile elde edeceğini savaşarak elde etmesi mümkün değildir. Bu süreci çok olumlu karşılıyor ve destek veriyor, daha ileri gitmesini temenni ediyoruz. Başkan Barzani’nin dün okuduğu mesajında görüldüğü gibi bu süreç için Kürdistan Bölgesi’ne düşecek her türlü sorumluluğu ve desteği sonuna kadar vereceklerini, tüm imkanlarıyla katkı sunacağını her seferinde açıklıyor” dedi.
 
‘Temel motivasyon Kürtlerin anayasal haklarının yasal güvence altına alınması olmalı’
 
Mesut Barzani’nin Duhok ve Hewler mutabakatlarına öncülük ettiğini belirten Amina Zikiri ikisinin de içeriğinin Rojava Kürdistan’ında Kürt birliğinin sağlanması ve bu kapsamda Kürtlerin Anayasal ve hukuksa haklarını elde etmesi olduğunu ifade etti. Bu yönlü çalışmaların devam ettiğini ve çok sayıda toplantı düzenlendiğini dile getiren Amina Zikiri “Mazlum Abdi ve îlham Ehmed de Kürdistan’a geldi ve toplantılar yapıldı, yine ENKS ile yapılan toplantılar var. Her iki taraf ile ayrı ayrı ve ortaklaşa toplantılar var. Başkan Mesut Barzani’nin özellikle Rojava’daki duruma dair yaptığı katkılara PDK de bütün gücüyle destek veriyor. Ve biliyoruz ki Sayın Öcalan ve Sayın Erdoğan öncülüğünde ve Sayın Başkan Barzani desteğinde devam eden bu süreç Rojava üzerinde hayati bir etki ve öneme sahip. Ayrıca Türkiye’de yürüyen barış süreci konusundaki her türlü ilerleme ve gelişme aynı zamanda Rojava üzerinde büyük bir etkiye sahip. Bizim de arzumuz ümidimiz bu sürecin başarıya ulaşması ve hayırlı bir neticeye varmasıdır. Bir kez daha altını çizmek istiyorum ki diyalog müzakere ve anlayış birliği siyasi bir uzlaşının oluşmasının ve birbirini anlamanın üç temel ayağıdır. Bu yüzden Rojava, Güney Kürdistan’daki modelin aynısını uygulamak zorunda değil. Ancak Rojava’daki temel motivasyon Kürtlerin anayasal haklarının yasal güvence altına alınması olmalı. Bu hakların Suriye anayasasında yer alması gerekir. Bunun içinde Başkan Barzani’nin Rojava’daki bütün siyasi taraflara gerek Mazlum Abdi olsun gerek ENKS’ye önerisi Rojava’daki bütün Kürtleri hakları hukukları ve Anayasal vatandaşlıklarının uzalaşı yoluyla Anayasada ve yasalarda yer alması yönündedir. Bunun için de çelişki çatışma ve uzlaşı birliğinden ötede bir yerde, ortak bir anlayış birliğinin oluşması ve meselenin bu yöntemle tartışılması gerekir. Biz meseleye bu kapsamda yaklaşıp büyük önem veriyoruz ve inşallah Rojava Kürdistanı'nda da bu süreç başarıya uğrayacak ve Kürtler haklarını elde edecektir. Bunun için de biz Güney Kürdistanlılar olarak sürecin başarıya ulaşması için bütün imkanlarınızı seferber etmeye hazırız” şeklinde konuştu.
 
‘Mesut Barzani her türlü desteği vereceğini yineledi’
 
DEM Parti heyetinin Mesut Barzani’yi ziyaret ettiğinde Abdullah Öcalan’ın mesajını yazılı halde sunduğunu hatırlatan Amina Zikiri “Sayın başkan da o toplantıda Sayın Öcalan’ın cevabını verdi ve sürece her türlü desteği vereceklerini ve bu gelişmeyi çok önemsediklerini belirtti. Sayın Başkan Barzani barış süreci ve Kürtlerin haklarına kavuşması için ve Kürtlerin de haklarıyla birlikte barış içinde yaşayabilmesi için elinden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğunu söyledi. Bunu her seferinde altını çizerek söylüyor. Dün okuduğu mesajda da aynı şeyin altı tekrar çizilmiş oldu aslında. Barış sürecine desteğini sürdürdüğünü ve hep daha güçlü şekilde destek vereceğini tekrarlamış oldu. Barışın diyalog ve müzakere ile mümkün olduğunun altını yeniden çizdi, aynı şekilde Başkan Barzani Kürdistan’ın her Kürdün evi olduğunu ve Kürtlerin yüksek çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket ettiklerini ve edeceklerini, bunun için kendilerine düşen her türlü desteği vereceklerini de tekrarlamış oldu” diye belirtti.