Cizîr bodrumlarındaki katliamı anlatırken yine de ‘barış’ dedi

  • 09:03 14 Aralık 2025
  • Güncel
 
ŞİRNEX - Cizîr’de 8 yıl önce özyönetim ilan ardından başlayan sokağa çıkma yasakları sürecinde bodrumlarda katledilenlerden İbrahim İverendi’nin annesi Necmiye İverendi, “Tüm acılarımıza rağmen barış için elimizi uzattıkça onlar elimizi boş bırakıyor” dedi.
 
Şirnex’in Cizîr ve Silopî ilçelerinde öz yönetim ilanının ardından 14 Aralık 2015’te başlayan ve 2 Mart 2016’da sona eren sokağa çıkma yasaklarının en ağır tanıklarından biri olan Necmiye İverendi, Cizîr’de günlerce süren çatışmalar sırasında oğlu İbrahim İverendi’yi kaybetti. Necmiye İverendi, hâlâ gözlerinde çocuğunun acısını taşımaya devam ediyor. Evlerin bodrumlara dönüştüğü, ambulansların mahallelere sokulmadığı o zorlu günlerde oğlunun peşinden giden bir anne olarak, oğlunu kurtarmak için ölümle burun buruna gelerek sokağa çıkmış ve oğlunun mahsur kaldığı bodruma ulaşmaya çalışmıştı. Ancak, etrafı sarılan ve kendisine yazılan para cezasıyla evine geri gönderilen Necmiye İverendi, o anın acısını hâlâ yaşıyor.
 
Necmiye İverendi, sokağa çıkma yasağı döneminde yaşadıklarını ajansımıza anlattı.
 
‘O günden sonra bir daha oğlumu göremedim’
 
Cizîr’de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarından sonra çatışmaların başladığını hatırlatan ve o dönemde eşinin sağlık sorunları yaşadığını söyleyen Necmiye İverendi, yasağın 17-18’inci gününe kadar kendi evlerinde olduklarını söyledi. Eşi sağlık sorunlarından kaynaklı fenalaşan Necmiye İverendi ve çocukları evlerine ambulans çağırdılar fakat ambulans belli bir yere geldikten sonra, “gitmeleri” istendi. Onlar hastaneye giderken oğlunun evde olduğunu ifade eden Necmiye İverendi, “Biz hastaneden çıktıktan sonra ise evimize bir daha dönemedik ve bir akrabamızın evine gittik. Çocuklarımla böyle koptuk birbirimizden. O günden sonra bir daha oğlumu göremedim” dedi.
 
Oğlunu kurtarmaya gitti, para cezası aldı
 
En son hastaneye gittiği gün oğlunu gören Necmiye İverendi, oğluyla birkaç kez telefon üzerinden konuştuğunu kaydederek, “Sonrasında oğlumun da bodrumlarda mahsur kaldığını öğrendik. Birkaç kez aradı ‘burada mahsur kaldık, etrafımızı sarmışlar, herkese haber verin’ dedi. Bizler, belediyenin önünde bir araya gelip çocuklarımızı kurtarmaya gitmek istedik fakat biraz yürüdükten sonra yanımızda kimse kalmadı. Sadece 27 kişi kaldık. Nusaybin Caddesi’ne kadar gittik. O zamana kadar da oğlum hâlâ yaşıyordu. Biz o gün belli bir yere yürüdükten sonra asker ve polisler etrafımızı sardı. Tüm arkadaşlarımız kendilerini kurtarmak için sokaklara kaçmaya başladılar. Biz sadece 3 kadın caddede kaldık. Bize neden geri dönmediğimizi sorduklarında biz çocuklarımızı almak istediğimizi söyledik. Çocuklarımız küçüktüler. Daha oğlum 18 yaşına bile girmemişti. Sonra bize hakaret etmeye başladılar ve bizi alıp karakola götürdüler. Orada bize para cezası yazıp, gönderdiler” ifadelerini kullandı.
 
8 kişilik aileden 3 kişi kaldı
 
Necmiye İverendi, şöyle devam etti: “Artık oğlum ellerimden kayıp gitmişti. Oğlum o bodrumlarda şehit düştü. Bir diğer oğlum da yasak döneminde tutuklandı. Biri zaten 13 yıldır cezaevindeydi. Bir diğer oğlum ise Cizîr’de ilk ilan edilen 9 günlük yasaklardan sonra devletin zulmünden dolayı buralarda duramadı ve PKK’ye katıldı. Sonra eşim de kahrından öldü. Geriye ben ve 2 çocuğum tek kaldık.”
 
‘Barış için elimizi uzattıkça onlar elimizi boş bırakıyor’
 
Necmiye İverendi, yaşadığı tüm acılara rağmen hâlâ “barış” istediklerini vurgulayarak, “Artık anneler ağlamasın. Çocuklarımız öldürülüyor. Artık ne asker anneleri ne de gerilla anneleri ağlamasın. Biz barış dedikçe devlet hiçbir şey yapmıyor. Biz barış için elimizi uzattıkça onlar elimizi boş bırakıyor, elimizi tutmuyorlar. Devlet hâlâ hiç adım atmadığı için güvenemiyoruz” diye konuştu.