10 yıldır devam eden ‘adalet’ arayışı: Taybet İnan davası
- 09:02 17 Aralık 2025
- Hukuk
Neslihan Kardaş
ŞIRNEX- Silopî’de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında katledilen Taybet İnan'ın cenazesi günlerce sokakta bekletildi, başlatılan soruşturmalar ise sonuçsuz kaldı.
Şirnex’in Silopî ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında katledilen Taybet İnan’ın ölümü, yalnızca bir sivilin yaşam hakkının ihlali olarak değil, cenazesinin günlerce sokakta kalmasıyla da tüm dünyanın hafızasına kazındı. Aradan geçen yıllara rağmen ailenin adalet talebi karşılık bulmazken, dava süreci cezasızlık politikalarının en çarpıcı örneklerinden biri olarak gözler önünde.
Sokağa çıkma yasağında katledildi
14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağında 57 yaşındaki Taybet İnan, evinin olduğu sokakta bulunduğu sırada açılan ateş sonucu vurularak katledildi. Tanık anlatımlarına göre Taybet İnan, keskin nişancılar tarafından hedef alındı. Aynı zamanda ailenin cenazeye ulaşıp, oradan almasına da izin verilmedi.
Cenazesi yedi gün sokakta kaldı
Taybet İnan'ın cenazesi, yoğun çatışmalar ve sokağa çıkma yasağı gerekçesiyle yedi gün boyunca sokakta bırakıldı. Ailenin defalarca başvuru yaptı, birçok ilgili kurumu aradı fakat cenazelerini almaların izin verilmezken, cenazeyi almak isteyen aile fertlerine de ateş açıldı. Bu süreçte kamuoyuna yansıyan görüntüler, insan hakları örgütleri tarafından “insan onuruna aykırı muamele” olarak tanımlandı.
Suç duyuruları
Cenazenin defnedilmesinin ardından Taybet İnan’ın ailesi ve avukatları, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılığa yapılan başvurularda, Taybet İnan’ın güvenlik güçleri tarafından açılan ateş sonucu katledildiği, cenazesinin bilinçli şekilde sokakta bırakıldığı ve yaşam hakkının açıkça ihlal edildiği vurgulandı.
Gizlilik kararı ve takipsizlik
Soruşturma sürecinde dosyaya gizlilik kararı getirilirken, etkili bir inceleme ise yürütülmedi. Aynı zamanda orada bulunan keskin nişancılar, görevliler hakkında somut bir işlem yapılmadı. Dosyanın ilerleyen süreçlerinde ise savcılık, “failin tespit edilemediği” gerekçesiyle dosyada takipsizlik kararı verdi.
İnsan hakları kurumlarının girişimleri
Takipsizlik kararının ardından dosya, Anayasa Mahkemesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşındı. İnsan hakları örgütleri, Taybet İnan dosyasının sadece bir ölüm vakası değil, yaşam hakkı, cenazeye saygı ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlali açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Anayasa Mahkemesi, başvuruyu kabul edilemez bularak dosyayı esastan ele almadı. Bu karar, cezasızlık politikalarını gözler önüne serdi.
Cezasızlık politikalarının en bariz örneği
Taybet İnan davası da Cizîr ve Silopî’de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında katledilen birçok kişinin dosyası gibi sonuçsuz kaldı. Ne failler tespit edildi ne de yargılanan kimse oldu. Aradan geçen 10 yıla rağmen aile mücadelesini sürdürüyor. Taybet İnan davası, sokağa çıkma yasakları döneminde yaşanan hak ihlallerinin ve cezasızlık politikalarının en bariz örneği.







