
'Saldırılar medya özgürlüğüne yönelik ciddi bir gerilemedir'
- 19:22 24 Mart 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - Uluslararası Basın Enstitüsü, Türkiye genelinde başlayan protestolarda gazetecilere yönelik şiddet, gözaltılar ve sansüre yönelik, "Bu eşgüdümlü saldırılar Türkiye'de medya özgürlüğüne yönelik ciddi bir gerilemedir. Gazetecilik bir suç değildir; kamuoyunu bilgilendirme hakkı demokratik bir toplum için vazgeçilmezdir" dedi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye genelinde başlayan eylemlerde basın emekçilerine yönelik şiddet, gözaltılar ve sanal medyaya sansürlere yönelik yazılı bir açıklama yayınladı. IPI, Türkiye iktidarının gazetecilerin çalışmalarını engellemesi ve kamu yararına olan bilgilere erişimi kısıtlamasını kınadığını belirterek Gezi Parkı eylemlerinden bu yana Türkiye'deki en ağır baskılardan birini temsil ettiğini kaydetti.
Açıklamada en az 12 gazeteciye yönelik polis şiddeti olduğu belirtilerek, "Bu sırada Anadolu Ajansı muhabiri Hakan Akgün'ün burnu kırıldı ve Reuters muhabiri Dilara Şenkaya polis şiddeti nedeniyle alnından yaralandı. AFP foto muhabiri Yasin Akgül, Bianet muhabiri Ali Dinç, İlke TV muhabiri Eylül Deniz Yaşar, serbest foto muhabirleri Kemal Aslan ve Rojda Altıntaş, Akit TV muhabiri Serkan Okur, Özgür Gelecek muhabiri Yusuf Çelik ve BirGün muhabirleri Ebru Çelik ve Deniz Güngör de polis saldırısına uğradı" denildi.
'Gazeteciler plastik mermilere maruz kaldı'
Gazetecilerin kendilerini açıkça tanıtmalarına rağmen biber gazı, plastik mermi ve şiddete maruz kaldıkları kaydedilen açıklamada, bu sabah İstanbul'da gözaltına alınan 9 gazeteci hatırlatıldı. Açıklamada, "İstanbul'da gözaltına alınanlar arasında foto muhabiri Bülent Kılıç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) foto muhabiri Kurtuluş Arı, AFP foto muhabiri Yasin Akgül, NOW TV muhabiri Ali Onur Tosun, BirGün yazarı Barış İnce, Sendika.org muhabiri Zişan Gür, gazeteciler Hayri Tunç ve Zeynep Kuray da vardı. Gazeteci Emre Orman evine yapılan baskının ardından polis tarafından aranıyor. Foto muhabiri Murat Kocabaş da İzmir'de Terörle Mücadele Şubesi tarafından gözaltına alındı" ifadelerine yer verildi.
lisans iptali tehdidi
Açıklamada, "22 Mart'ta RTÜK Başkanı, yalnızca resmi açıklamalara ve yetkililerden gelen bilgilere dayanmayan ve halk protestoları çağrılarını tartışan herhangi bir açıklama veya yorumcuyu yasaklayan TV kanallarını yayın lisanslarını iptal etmekle tehdit etti. Bu uyarının ardından hükümet yanlısı kanallar protestolara ilişkin canlı yayınlarını durdurdu" diye belirtildi.
Türkiye'ye çağrı
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Bu eşgüdümlü saldırılar Türkiye'de medya özgürlüğüne yönelik ciddi bir gerilemedir. Türk makamlarından tutuklu tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını, polis şiddetinin soruşturulmasını, faillerin sorumlu tutulmasını, sosyal medya kısıtlamalarının kaldırılmasını ve kamu yararını ilgilendiren tüm konularda haber yapma temel hakkının korunmasını talep ediyoruz. Gazetecilik bir suç değildir; kamuoyunu bilgilendirme hakkı demokratik bir toplum için vazgeçilmezdir."