AMED –  Cezaevindeki tutsakların kaleme aldığı 11 öyküden oluşan “Zindandaki Kadınların Öyküleri” adlı kitap, okuyucularıyla buluştu. 

 

Cezaevindeki kadın tutsakların kaleme aldığı 11 öyküden oluşan “Zindandaki Kadınların Öyküleri” adlı kitap yayımlandı. Kürtçe olarak hazırlanan bu eser, 112 sayfadan oluşuyor. Aynı zamanda kadınların kendi el yazıları da bu eserde yer aldı. Aram Yayınevi tarafından basılan bu eser, kadınların ortak çalışmasının ürünüdür.

 

Bu eser şu kurumların iş birliğiyle basıldı: Kürt PEN Kadınlar Komitesi, MED-DER, Kürt Edebiyatçılar Derneği, Amed Kürt Enstitüsü, Amed Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu.

 

Zindandaki Kadınların Öyküleri kitabının hazırlığı gazeteci ve yazar Roza Metîna tarafından yapıldı. Kitabın editörlüğü ise Enîse Şîrin ve Roza Metîna tarafından gerçekleştirildi.

 

Kitapta şu kadınların öyküleri yer almakta: Besê Ozer (Şiyar), Fatma Ozbay (Mirî Birîndar Nabin), Xanim Yildirim (Xezal u Av), Leyla Saraç (Zerya-Karwanê Meytan), Medya Yaklav (Mişkê), Melîke Kaya (Welatek), Mizgîn Ronak (Çîroka Duyem), Mulkiye Doğan (Hespên Hêviyê), Necla Yıldız (Rêwîtî), Suheyla Taş (Ji Xweliyê).

 

Kitapta 10 kadının öyküsü yer almakta. Bu eserin en önemli özelliği ise kadınların tüm zorluklara ve ağır koşullara rağmen zindanda bu öyküleri yazmış olmalarıdır.

 

Kitabın arka kapağında ise şu ifadeler yer alıyor:

 

“Bu kitap, Kürt kadın tutsakların kaleminden özlem, direniş ve umudu bir araya getiriyor. Zindan duvarlarının ardındaki kadınlar, kalemleriyle yalnızlığa ve zulme karşı mücadele ediyor, öyküleriyle kendi tarihine tanıklık ediyor.

 

Bu ortak eser, on bir farklı öyküden oluşuyor; sadece bireysel acıları değil, aynı zamanda kadınların özgürlük mücadelesini ve zindan karanlığına karşı yaktıkları ışığı da anlatıyor. Kadın tutsaklar, baskıya, inkâra ve zorbalığa karşı kalemleriyle ses veriyor; susturulmak istenen nice kadın ve hikâye yazılıyor.

 

Bu sayfalarda tutsak kadınların hayalleri, kayıpları, umutları ve mücadeleleri var. Sesleri zincirleri aşıyor ve tarihte bir iz bırakıyor. Her cümle direnişe, her satır özgürlüğe bir adım.

 

Zindandaki Kadınların Öyküleri sadece edebi bir eser değil, aynı zamanda bir tanıklıktır. Bu tanıklık kadınların hikâyesidir. Kadınlar geçmişin yükünü ve yarının umudunu omuzluyor.”