
Ayşegül Doğan: Muhatap arayanlar Newroz alanlarına baksın
- 16:28 24 Mart 2025
- Siyaset
ANKARA - MYK toplantısı ve güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Muhatap arayanlar Newroz alanlarına baksın” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin devam eden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı ve güncel gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Partinin genel merkezinde konuşan Ayşegül Doğan, sıcak gelişmelerin yaşandığına dikkat çekerek, "Bu nedenle sokaklardayız, alanlardayız, meydanlardayız. Birçok nedenle itirazlarımızı ortaklaştırıyoruz. Taleplerimizi eşitlik, özgürlük ve adalet için yükseltmeye devam ediyoruz. MYK toplantımız, Newroz kutlamalarının değerlendirmeleri ile başladı. Temel başlıklarımızdan biri buydu. 11 Mart’ta startını verdiğimiz Newroz kutlamaları yarın da bazı yerlerde sürecek. Esasında, dün itibarıyla tamamlamış olduk da diyebiliriz. Newroz haftası, çok görkemli kutlamalarla dün son buldu" dedi.
‘Newroz alanlarına baksınlar’
Ayşegül Doğan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıyla yeni bir kapı aralandığına işaret eden Ayşegül Doğan, Newroz kutlamalarının tarihsel fırsatı güçlendirdiğini söyledi. Ayşegül Doğan, "O çağrı geldikten sonra, hatta öncesinde başlayan yorumcular dönüp Newroz kutlamalarına baktılar mı? O kutlamalarda, o alanları dolduranların mesajlarını duydular mı, duyuyorlar mı? Ya da o yorumcuların nasıl karşılıksız kaldığının farkına varacaklar mı? Bu soruları da sormak isteriz. Çünkü görkemli bir sahiplenmeyle milyonlar, barış ve demokratik toplum için ‘Buradayız, hazırız’ dedi. ‘Kürtler ne istiyor?’ diye soranlar Newroz alanlarına baksınlar. 11 Mart’tan bugüne binlerin, yüzbinlerin, milyonların aktığı ve birlikte halaya durduğu Newroz meydanlarına baksınlar. O kutlamalara baksınlar lütfen. ‘Kürt sorununda muhatap kimdir?’ diye soranlar yine dönüp oraya baksınlar" sözlerine yer verdi.
Ayşegül Doğan, şöyle devam etti:
"Böyle tarihsel fırsatlara az rastlanır. Bu yüzden en başından beri herkesin ciddiyetle yaklaşması gerektiğini söyledik. Titizlikle, itinayla ve çelik gibi bir iradeyle, kararlılıkla durarak açık bir şekilde mesajımızı ortaya koyduk. Aynı zamanda bugüne kadar olduğu gibi uyarılarımızı da yaptık. 'Kimse bu süreci sulandırmamalı, kimse gayriciddi yaklaşmamalı' dedik. Bu tarihsel fırsat, tüm Türkiye’yi kucaklayabilecek ve kapsayabilecek bir potansiyele sahip. Üstelik bu potansiyelin Türkiye’de var olduğunu söyledik. Bu yüzden hep uyardık, yine uyarıyoruz: Kimse küçük hesaplar yapmamalı, küçük iktidar oyunlarıyla uğraşmamalı.
Türkiye’nin enerjisi ve potansiyeli bugün Newroz alanlarından Saraçhane’ye kadar ortak bir talepte buluşmuş durumda. Newroz alanlarından Saraçhane’ye ortaklaşan özgürlük, demokrasi ve eşitlik talebi, Türkiye için gerçek bir demokrasi talebidir. Bu talep iyi duyulmalı, gölgelenmemeli. Kumpaslarla, oyunlarla ya da sabotajlarla boşa çıkarılmamalı. Boşa çıkarmak isteyenler de halkların ortaya koyduğu bu güçlü irade karşısında sonunda yenilirler.
Bağımlı yargı en temel sorunlardan biri
Kışkırtılmak istenen hiç kimseye fayda sağlamaz. Kutuplaştırma, kışkırtma ya da birtakım karşılaştırmalar yaparak insanları karşı karşıya getirme çabaları beyhudedir. 'Eşitsizlik, adaletsizlik ve haksızlık kartopu gibi büyür' dedik. Haklı çıktık, keşke haklı çıkmasaydık. Bugün dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul göz hapsinde, tutuklu. Milyonlarca İstanbullunun seçtiği belediye başkanı tutuklandı. İstanbul’a kayyım tecrübesi yaşatılmak istendiği gibi tüm bu yolların taşlarının nasıl döşendiğini, ortak mücadeleye ihtiyacımız olduğunu çokça anlatmaya çalıştık. Hakkari'ye kayyım atandığında 'İstanbul’a atanmış varsaymalıyız' dedik. Kime olursa olsun halk iradesinin gaspının hep karşısında olduk. Bugün de, dün olduğu gibi daha büyük bir kararlılıkla bu irade gaspının karşısında duracağız. Türkiye’de hiçbir zaman böyle bir yargı sistemi olmadı. Talimatlı ve bağımlı yargı bu ülkenin en temel sorunlarından biri hale geldi."
‘Demokratik bir Türkiye’den yanayız’
Ayşegül Doğan, şu ifadeleri kullandı: "Hiç kimse hasımlık veya hısımlık hesaplarını DEM Parti veya DEM Parti seçmeni üzerinden yapmasın. Bu konuda DEM Parti olarak açık ve samimi bir uyarıda bulunuyoruz. Hiç kimse dostluk düşmanlık tartısına DEM Parti’yi, DEM Parti seçmenlerini, Kürt halkını, Kürt halkıyla birlikte mücadele edenleri koymasın. Tavrımız net dedik, tarafımız net dedik. Bu ülkede bu konudaki en tutarlı siyasi partiyiz. Bizim geçmişimiz bunun ispatıdır, ki ispata da ihtiyacımız yok. Biz demokrasiden yanayız, eşitlikten yanayız, eşitlikçi bir kardeşlik hukukundan yanayız. Biz özgürlüklerden yanayız. Biz herkes için demokratik bir Türkiye’den yanayız.
‘En iyi Newroz alanlarını dolduranlar bilir’
Peki, bu tartışmaların niye yapıldığını anlamadığımızı mı zannediyorsunuz, duymadığımızı mı sanıyorsunuz? Bu tartışmalardan nasıl hesaplar devşirmek isteyenler olduğunu görmediğimizi mi sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Tüm bunların farkındayız, bunları görüyoruz. Bugüne kadar en çok bedel ödemiş siyasal geleneği temsil eden bir parti olarak en iyi biz biliriz haksızlığın, eşitsizliğin, adaletsizliğin, demokrasi yoksunluğunun ne olduğunu. En iyi Newroz alanlarını dolduranlar bilir. O alanlar öyle kolay kolay doldurulmadı. O halaylar öyle kolay bir şekilde oluşmadı. Bu coşku, bu kararlılık, bu irade olmasaydı bugün Türkiye’de eşitlik, demokrasi, özgürlük, hak, hukuk ve adaletin kırıntısından dahi söz edemeyeceğimiz bir yerde bu kadar güçlü bir ortak mücadele geçmişi ve ortak mücadele geleceği için kararlılıkla olmazdı. O yüzden lütfen Newroz halaylarına dil uzatmaya kalkışanlar önce bir oturup düşünsünler, bir baksınlar.
Kayyımlarla demokrasiye varılamaz
Kayyımlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla halkların iradesini gasp ederek demokrasiye varılamaz. Bu yoldan vazgeçin. Bu yolla demokrasiye varılamayacağını Türkiye sayısız kez tecrübe etti. Yeniden aynı tecrübeleri yaşamamak için bazı şeyleri geride bırakmak gerekiyor. Artık kayyımdan, gözaltılardan, operasyonlardan, tutuklamalardan, demokratik protesto hakkına işkenceyle yasaklar getirmekten vazgeçin. Yalnızca İstanbul Barosu değil, öğrenciler, gençler, kadınlar, hak savunucuları, gazeteciler, İzmir Barosu eski başkanları, toplumun itiraz eden farklı kesimleri bugün bu uygulamaların, antidemokratik uygulamaların karşısında demokrasi haykırışını yükselttikleri için ya da gözaltında ya tutuklu ya işkenceye maruz bırakılıyor. Türkiye’ye yakışan İstanbul’u, Diyarbakır’ı böyle olaylarla anmak andırmak değil. Aksine Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının yarattığı coşkuyu, görkemli sahiplenmeyi farklı şekillerde konuşmak mümkün.
’Kazanma odaklı bir stratejimiz olacak’
Sayısız kez bu kürsüden 'kent uzlaşısıyla' ilgili açıklama yapmış biri olarak hatırlatmalar yapmak istiyorum. 31 Mart yerel seçimlerine giderken yeni stratejimizin kaybettir-kazan yerine kazan-kazan olacağını ve hatta kimseye rest ya da jest yapmadığımızı ilan etmiştik. Kazanma odaklı bir stratejimiz olacağını ve bunun için de kent uzlaşı ile kazanacağımızı söylemiştim. MYK’mizin kararıyla burada bunu açıklamıştık. 'Kent uzlaşısının' en geniş mutabakat olduğunu, şehirdeki her sesi duymaya çalışmak olduğunu, aday belirlerken o yereldeki en geniş kesimlere ulaşıp, en geniş skalada farklılıkların temsiliyetini sağlayabilecek, yani yerel demokrasiyi inşa edebilecek bir strateji ile hazırladığımızı buradan sayısız kez ifade ettik. Hiç kimse şimdi kalkıp doğrudan yerel demokrasi anlamına gelen kent uzlaşısını kriminalize etmeye çalışmasın.
Yerel demokrasi nasıl sağlanacak?
'Demokratik siyaset kanallarını genişletmeye hazırız, bu konuda kararlı bir irade ortaya koymaya hazırız' deyip ondan sonra 'kent uzlaşısı' üzerinden iltisaklı, irtibatlı imasını doğrudan ya da dolaylı bir şekilde kimse yaratmaya çalışmasın. 'Kent uzlaşısı' son derece meşru, yerel demokrasinin asgari düzeyini ifade eden bir stratejidir. Güçlü ve kararlı bir adımdır yerel demokrasi için. Kent uzlaşısından korkanlar Türkiye’de yerel demokrasiyi nasıl sağlayacaklar?"
Amara’ya yürüyüş
DEM Parti Gençlik Meclisi'nin 1-4 Nisan tarihleri arasında Amed'den Amara’ya yapacağı "Demokratik Toplumla Özgürlüğe Yürüyoruz" yürüyüşüne değinen Ayşegül Doğan, "Muhatabı 85 milyon olan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'na güç verebilmek için yola çıkan gençleri DEM Parti olarak şimdiden selamlıyoruz. Yolunuz, yolumuz açık olsun. Biliyoruz ki demokrasi, özgürlük, eşitlik ve barış ve halkların iradesi için kadınların ve gençlerin öncülüğünde dayanışma ve birlikte mücadeleye devam ettiğimiz sürece ulaşmak istediğimiz yere mutlaka ulaşacağız" dedi.
‘Görüşme bayram sonrası olabilir’
Ayşegül Doğan, İmralı'ya herhangi bir ziyaret yapılıp yapılmayacağına dair soruyu, "Bizim beklentimiz bu konunun geride bırakılması. Sayın Öcalan’ın sesini duymaya, sözünü duymaya, gelişmeleri takip etmeye ve bunlara dair görüşlerini söylemeye, bu süreci kesintisiz bir iletişimde sürdürebilecek koşulların sağlanmasına ihtiyaç olduğunu söyledik. Newroz alanlarında bu mesaj çok netti. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü savunan yüzbinlerce insan bu sloganı haykırdılar. Bu çağrı aynı zamanda insanların barışa ve demokratik topluma duyduğu özlemi de gösteriyor. Bunun yolunu açmak mümkün. Bu güçlü sahiplenmenin olduğunu biliyorduk. Sayın Öcalan'ın çözüm adresi olduğunu biliyorduk. O yüzden yıllarca tecridi kaldırın dedik. Uzayan her tecrit günü dakikası saati hepimizin hayatına değiyor dedik. Artık açın İmralı'nın yolunu. Sayın Öcalan ile görüşmek isteyen gazeteciler, STK ve siyasi partiler var. Kadınlar ve gençler, ailesi ve avukatları var. Görüşmek isteyen herkes Sayın Öcalan ile görüşebilmelidir. Bizim de beklentimiz en yakın zamanda Sayın Öcalan ile ailesi ve avukatlarının görüşebilmesi sağlanmalıdır. İmralı heyetinin bayramdan sonra bir ziyareti mümkün olabilir. Artık bu yolların açılması gerekiyor" şeklinde yanıtladı.
Bayramlaşma ziyaretleri
Ayşegül Doğan, bayramlaşma programına dair de, "Bizim bayramlaşma ziyaretlerimiz sürecek, AKP ve MHP ile de görüşüldü. MHP’nin de bir bayramlaşma talebi var. İktidarla da bir bayramlaşma ziyareti olacak" dedi.