
Kadın sağlığı araştırması önergesi AKP oylarıyla reddedildi
- 15:48 31 Mayıs 2025
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti Mûş Milletvekili Sümeyye Boz’un, kadınların sağlık sistemlerinde yaşadığı sorunlara ilişkin Meclis’e sunduğu önerge AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği sebebiyle yaşadığı sağlık sorunlarını Meclis gündemine taşıdı. Kadınların sağlık sisteminde maruz kaldığı eşitsizliklere yönelik Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sunan Sümeyye Boz’un teklifi, AKP'lilerin oylarıyla reddedildi.
Sümeyye Boz’un Meclis'e sunduğu önergede, “Kadınların sağlık sisteminde maruz kaldığı bu eşitsizliklerin araştırılması, klinik ve akademik çalışmalarda kadın temsiliyetinin artırılması, cinsiyete özgü sağlık ihtiyaçlarının görünür kılınması ve bu doğrultuda sağlık politikalarının yeniden yapılandırılması amacıyla, Anayasa'nın 98'inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz” denildi.
Sağlıkta ayrımcılık
Önergeye dair sunulan gerekçede, kadınların sağlık sisteminde yaşadığı eşitsizliklerin yalnızca bireysel deneyimlerin değil, aynı zamanda yapısal bir sorunun göstergesi olduğu belirtilerek şu ifadeler yer aldı: “Uzun yıllardır erkek bedeni üzerinden şekillenen tıp bilgisi, kadınların biyolojik farklılıklarını ve özgün sağlık ihtiyaçlarını göz ardı etmekte; teşhis, tedavi ve ilaç geliştirme süreçlerinde kadınları görünmez kılmaktadır. Bu durum yalnızca bilimsel adaletsizlik değil, aynı zamanda sağlık hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin en kritik tezahür alanlarından biri olan sağlık hizmetleri, kadınların hayatlarını doğrudan etkileyen ciddi bir ayrımcılık alanına dönüşmüş durumdadır.”
Kadınların sağlık sorunları ikinci düzeyde ele alınıyor
Gerekçede ayrıca, günümüzde hâlâ klinik araştırmalarda kadınların yeterince yer almadığı, birçok ilacın testlerinin öncelikle erkekler üzerinde yapıldığı ve elde edilen sonuçların doğrudan kadınlara uygulandığı vurgulandı. Gerekçede, “Kadınların hormonal yapılarından bağışıklık sistemlerine, ilaç metabolizmalarından ağrı eşiğine kadar pek çok farklılık barındırdığı bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen, bu farklılıkların büyük bölümü göz ardı edilmektedir. Bu durum, yalnızca yanlış teşhis ve tedavileri beraberinde getirmemekte; aynı zamanda kadınların yaşam kalitesini ve güvenliğini de tehlikeye atmaktadır. Kadınlara özgü sağlık sorunları örneğin menopoz, endometriozis gibi bilimsel araştırmalarda hâlâ ikincil düzeyde ele alınmakta; üreme sağlığı dışındaki konular ise yeterince kaynak ve dikkat çekmeden bırakılmaktadır” diye belirtildi.
Kadınların karşılaştığı sağlık sorunlarının yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda sosyoekonomik, kültürel ve psikolojik etmenlerin kesişiminde şekillendiği ifade edilen gerekçede şu değerlendirme yer aldı: “Kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde karşılaştığı engeller, ataerkil toplumsal yapının ve neoliberal sağlık politikalarının birlikte yarattığı çok katmanlı bir adaletsizliğe işaret etmektedir.”
'Eşitsizliklerle yüzleşme
Son olarak, sağlık sisteminde toplumsal cinsiyet farklılıklarının dikkate alınmamasının sadece bireysel mağduriyetler değil, halk sağlığı açısından da ciddi bir yapısal sorun olduğuna vurgu yapılarak şu ifadeler kullanıldı: “Kadınların klinik çalışmalara dahil edilmediği, araştırma ekiplerinde temsil edilmediği, kadın hastalıklarının yeterince incelenmediği ve sağlık politikalarının bu boşlukları giderecek şekilde yapılandırılmadığı bir düzende bilimsel bilgi de tarafsız olmaktan çıkmakta, erkek egemen bakışın ürünü hâline gelmektedir. Bu nedenlerle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kadınların sağlık sisteminde maruz kaldığı yapısal eşitsizlikleri araştırma süreçlerinden hizmet sunumuna kadar çok boyutlu olarak ele alması; tıbbi cinsiyet eşitsizliğini görünür kılarak çözüm üretecek politikalar geliştirmesi elzemdir. Bilimsel bilgi üretiminin demokratikleşmesi, sağlık hizmetlerinin herkes için adil ve erişilebilir hale gelmesi ancak bu eşitsizlikle yüzleşerek mümkün olabilir.”