‘Cezaevleri hak ihlalleri merkezi haline dönüşmüş’

  • 14:00 19 Aralık 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ -  İHD, 19 Aralık Katliamı’nın yıl dönümü dolayısıyla Ankara, Amed ve birçok kentte basın açıklaması düzenledi.  
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara, Amed ve birçok kentte bulunan şubelerinde Türkiye devletinin 19 Aralık 2000 yılında 20 cezaevinde bulunan tutsaklara yönelik eş zamanlı gerçekleştirdiği ‘Hayata Dönüş’ operasyonu katliamının yıldönümü vesilesiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. 
 
Amed
 
Açıklamada konuşan İHD yönetim kurulu Esra Saçaklıdır, 19-22 Aralık 2000 yılında tutsaklara yönelik uygulanan saldırıyı ve katliamı hatırlatarak, “İnsan Hakları Derneği, 16-17 Kasım 2002 yılındaki Genel Kurulunda 19 Aralık gününü ‘Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü’ olarak ilan etmiştir. İnsan Hakları Derneği olarak 19 Aralık katliamının sorumlularının ve faillerin yargılanmasını talep etmeye devam edeceğiz. 24 yıl önce 19 Aralık’ta ağır tecrit koşullarını dayatan F Tipi Hapishanelerini protesto etmek amacıyla açlık grevinde olan mahpuslara yönelik 20 hapishanede eş zamanlı bir operasyon başlatıldı. 3 gün süren ve televizyonlarda canlı yayında gösterilen bu operasyonda 30 mahpus ve 2 kamu görevlisi olmak üzere 32 kişi yaşamını kaybetti ve 300’e yakın mahpus ise yaralandı. Bu katliamı protesto etmek isteyen yurttaşlardan 2 bin 145 kişi gözaltına alındı ve 58 kişi tutuklandı. Katliamdan sağ kurtulan mahpuslar ağır işkence ve tecrit uygulamalarına maruz bırakıldı ve mahpuslar hakkında birçok dava açıldı” ifadelerini kullandı.
 
‘Cezaevlerindeki tecrit sistemi daha çok ağırlaştı’
 
Esra Saçaklıdır, faillerin araştırılması taleplerinin sonuçsuz kaldığını dile getirerek, “Kimyasal gazların kullanıldığı ve dehşetin yaşatıldığı bu operasyonun emrini veren sorumlular ve operasyon sırasında görevli fail kamu görevlileri hakkında açılan davalar ise engellendi. Kullanılan kimyasal gazın niteliğinin araştırılması talepleri ise sonuçsuz kaldı. İnsan yaşamını korumak zorunda olan devlet, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi bizzat sorumlusu olmuştur. Aradan geçen 24 yıllık süreçte tecrit sistemi daha da ağırlaştırıldığı gibi tüm hapishanelerde hak ihlalleri artarak devam etmektedir. Toplum üzerinde zor kullanma aygıtı haline dönüşen hapsetme sisteminde yeni tip hapishaneler ile bugün tecrit sistemi insanın hem fiziksel hem de zihinsel bütünlüğü üzerinde büyük bir tahribat meydana getirmektedir. F Tipi Hapishanelerin yanı sıra özellikle yeni açılan Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishaneler ile yeni bir sistem uygulanmaya başlanmış olup buralarda tutulan mahpuslar çok ağır izolasyon yöntemlerine maruz bırakılmaktadır. Özellikle Yüksek Güvenlikli Tip Hapishanelerde ister tutuklu ister hükümlü olsun tüm mahpuslar ağırlaştırılmış mahpus statüsündeki mahpuslara uygulanan infaz sisteminde tutulmaktadırlar. Çoğunluğu tek kişilik yerlerde tutulan mahpuslar, günde yalnızca 1 saat ile 1.5 saat arasında başka bir ünitede olan havalandırmaya çıkarılmakta, günün geri kalan 23 saatini tek başına hiç kimse ile konuşmadan, temas etmeden ve kimseyi görmeden geçirmektedir. Burada tutulan mahpuslara kitap, televizyon ve gazetelere erişim konusunda kısıtlamalar getirilmekte ve mahpuslar mutlak bir tecride tabi tutulmaktadırlar” dedi.
 
Ankara
 
İHD Üyesi Tanju Gündüzalp’in konuştuğu basın açıklamasına, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği İç Anadolu Temsilciliği (TUHAYDER) ve İHD üyeleri katıldı. Açıklamada katliamın sorumlularının yargılanması, tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilmesi çağrısı yapıldı.
 
19 Aralık Katliamının yıldönümü vesilesiyle taleplerini şöyle sıraladılar:
 
* "Katliamın yaşanmasında sorumluluğu olan tüm faillerin yargılanması ve adaletin sağlanmasını,
 
*Ağır tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilerek F Tipi, Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishanelerin kapatılmasını,
 
*Mahpusların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılmasını,
 
*İşkence ve kötü muamelelere son verilmesini, sorumlu olanlar hakkında etkin soruşturmalar açılmasını,
 
*Mahpusların adil yargılanma, sağlık hizmetlerine erişim, yeterli beslenme, hijyen koşullarına, kültürel ve sosyal haklara, avukatları ve aileleriyle görüşebilme haklarına erişiminin ayrımsız bir şekilde sağlanmasını,
 
*Yaşam hakkının korunmasını, ölümlerin önlenmesini,
 
*Hapishanede yaşamını devam ettiremeyecek ağır hasta, engelli ve ileri yaşta olan mahpusların tahliyelerinin sağlanmasını talep ediyoruz.”