Amed’de 'kadın kenti' ilanı: Şiddetsiz, eşit ve özgür yaşam
- 10:41 20 Aralık 2025
- Güncel
AMED - DEM Partili belediyeler tarafından açıklanan “Amed Kadın Kentlerine Doğru” deklarasyonunda, kadınların kente dair söz ve karar hakkını geri aldığı vurgulandı; şiddetsiz yaşam, eşit temsil, kadın özgürlükçü yerel yönetim ve kayyım tahribatına karşı yeniden inşa çağrısı yapıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) belediyelerİ, Ali Emiri Konferans Salonu’nda, “Amed Kadın Kentlerine Doğru Deklarasyonu”nu açıkladı. Açıklamaya DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, belediye eşbaşkanları ve belediye meclis üyeleri ile çok sayıda kadın katıldı. Deklarasyon metnini, Kent Konseyi Genel Sekreteri Selvi Tunç okudu.
“Kadın Kentlerine Doğru” deklarasyon metni şu şekilde:
“Bu deklarasyon, Amed’in kadınlar tarafından yeniden kurulması için ortaya konulan ortak sözümüzdür. Savaşın, zorunlu göçün, yoksulluğun, kayyım rejimlerinin ve erkek şiddetinin izini hem bedeninde hem de mahallesinde taşıyan kadınların, bu kentin mevcut haliyle sürdürülmesini kabul etmediğini ve kente dair söz ile karar hakkını geri aldığını ilan eden kolektif bir iradedir. Kent, bizim için kağıt üzerindeki imar planlarına indirgenmiş bir çizimden ibaret değildir, kadınların nefes aldığı, zamanını kurduğu, belleğini taşıdığı ve gündelik yürüyüş rotalarını ördüğü canlı bir yaşam alanıdır. Bu nedenle kenti, kadınların aklı ve duygusuyla yeniden tarif ediyoruz.
Karar alma süreçlerinin başında yer almak istiyoruz
Kentler bugün nötr ve teknik yapılar değildir, erkek egemenliğin, sermayenin ve savaş politikalarının mekanda örgütlenmiş halidir. Kadınların yoksulluğu, görünmeyen emeği, bakım yükü, şiddet deneyimi ve temsiliyetteki eksikliği kent politikalarına yansımadıkça eşitsizlik derinleşmektedir. Kadın kentini, kadınların eşit, özgür ve güvenli biçimde var olabildiği, gündelik yaşamın her alanında söz ve karar kurabildiği, kent planlamasından bütçeye, toplumsal hafızadan barış politikalarına kadar tüm süreçlerde kadın bilgisinin ve deneyiminin belirleyici kabul edildiği bir yaşam alanı olarak tanımlıyoruz. Kent hakkını, şiddetsiz, yoksullukla kuşatılmamış bir yaşam, gece ve gündüz kentin her noktasında güvenle dolaşabilme, engelli ve yaş almış kadınlar için erişilebilir mekanlar, bakım yükünden özgürleşme ve karar alma süreçlerinin başında yer alma hakkı olarak ele alıyoruz.
Kayyımın bıraktığı tahribata dikkat çekildi
Kadın kenti inşası, Amed’in kadın özgürlükçü yerel yönetim mirasından beslenmektedir. Yıllar önce kurulan Kadın Politikaları Daire Başkanlığı ve Kadın Politikaları Müdürlükleri, kadın merkezleri, kadın parkları, kadın kooperatifleri, kadın semt pazarları, kadın otobüs şoförlüğü uygulamaları ve benzeri çalışmalar, bugün yeniden kurduğumuz hattın ilk ve güçlü adımlarını oluşturmuştur. Kayyım uygulamaları bu hattı doğrudan hedef almış, ağır bir tahribat yaratmış ve kadınlara ait kurumsal yapıları kapatmıştır. Buna rağmen bu deneyimin izi kolektif hafızada ve sahada yaşamaya devam etmiştir.
Yerel bir hat örme vurgusu
Son iki yılda yürüttüğümüz çalışmalar da bu hattı somutlaştırmıştır. 'Sözümüz Bitmedi, Şiddeti Birlikte Durduracağız' kampanyasıyla kadın dayanışma merkezleri, dinlenme alanları ve başvuru hatları yeniden açılmış, yüzlerce kadın hukuki ve psikolojik destek almıştır. Parklarda, köylerde ve festivallerde on binlerce kadınla yan yana gelinmiş, her buluşmada şiddetle mücadelenin yalnızca acil başvuru mekanizmalarıyla sınırlı kalamayacağı, yoksullaştırma politikalarına ve güvencesiz çalışmaya karşı yerel bir hat örmenin ve kamusal mekanda görünür olmanın temel bir hak olduğu açığa çıkmıştır.
Kadın kentleri inşası ertelenemez bir zorunluluktur
Aynı dönemde yürütülen şiddet ve yoksulluk odaklı saha araştırmaları, kadınların hangi mahallelerde hem şiddetin hem de yoksulluğun en ağır katmanlarına sıkıştırıldığını ortaya koymuştur. Yerel yönetimler, Kent Konseyi, meslek odaları, sendikalar, kadın dernekleri, engelli örgütleri, mahalle muhtarları ve kadınlarla yürütülen çok katmanlı görüşmelerde kadınlar, hangi semtte tetikte yürüdüğünü, hangi durakta gece beklemek istemediğini, hangi kurumun kapısından çevrildiğini, hangi işte emeğinin sömürüldüğünü ve hangi bakım yükü altında ezildiğini doğrudan ifade etmiştir. Ortaya çıkan tablo, kadın kentleri inşasının ertelenebilir bir hedef olmaktan çıkarmış, yerel yönetimler için acil ve ertelenemez bir zorunluluk haline getirmiştir. Bu deklarasyon, bu zorunluluğun ortak siyasal zeminini ve çerçevesini kurmaktadır.
Kadın kentlerinin temel ilkeleri ise şunlardır:
*Kadın özgürlükçü perspektif ve kadınların kurucu özne olması,
*Demokratik, ekolojik ve komünal yerel yönetim anlayışı,
*Eşit temsil ve eşbaşkanlık,
*Şiddetsiz yaşam ve barışın toplumsal inşası,
*Yoksulluk, sınıfsal eşitsizlik, doğa talanı ve eko-kırım ile ortak mücadele,
*Bakımın kolektifleştirilmesi ve toplumsal cinsiyete duyarlı sosyal politika,
*Dayanışma ve emek odaklı yerel ekonomi,
*Çok dilli, çok kimlikli, çok inançlı kent hakkı ve yerel hafızanın tanınması,
*Engelli, göçmen, mülteci ve farklı yaş gruplarından kadınlar için eşitlik,
*Hesap verebilirlik, şeffaflık ve izlenebilirliktir.
Kadın kenti inşası, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayla birlikte Anayasa’nın eşitlik ilkesi, CEDAW, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin normatif mirası, 6284 sayılı Kanun, Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Yeni Kentsel Gündem’e dayanmaktadır. Yerel kararların bu metinlerin ruhu ve hükümleriyle uyumlu biçimde alınması temel sorumluluk olarak kabul edilmektedir.
Kadın kenti inşası hep birlikte örülecek
Bu deklarasyon ile birlikte yerel yönetimler ve kent dinamikleri kadın kenti inşasını hep birlikte örecektir. Kadın kenti inşasında kadına yönelik şiddetle mücadele en önemli gündem olacaktır. Bizler şiddeti dar anlamda bir aile içi mesele olarak ele almıyoruz. Kadınlar için şiddet evin kapısında sona ermemekte, sokakta, işyerinde, okul yolunda, duraklarda, apartman boşluklarında, dijital alanlarda ve özel savaş politikalarının gölgesinde devam etmektedir. Uyuşturucu ve madde bağımlılığı, fuhuş, kayıt dışı ve güvencesiz çalışma düzeni, kadınların kentle kurduğu ilişkiyi sürekli riskli hale getirmektedir. Yoksulluk, bakım yükü ve mekansal güvensizlik birbirini beslemekte, gelir, barınma ve bakım güvencesi olmayan kadınların şiddetten uzaklaşması giderek zorlaşmaktadır. Kadın kenti inşası tam da bu noktada devreye girmektedir. Çok dilli çalışan kadın dayanışma merkezleri, yirmi dört saat ulaşılabilir başvuru hatları, kadın sığınakları, yalnız yaşayan kadınlar ve yalnız bakım veren anneler için güvenli sosyal konutlar, üretim, çocuk bakımı, hukuki ve psikolojik desteğin bir arada sunulduğu kadın yaşam alanları kadın kenti inşasının temel bileşenleridir.
Şiddetin bir boyutu da ekonomik zeminden besleniyor
Yoksulluk ve kadın emeği, kadın kenti yaklaşımının ayrılmaz bir parçasıdır. Yürütülen mahalle çalışmaları, kadınların büyük bölümünün güvencesiz, düşük ücretli ve kayıt dışı işlerde çalıştığını, çok daha geniş bir kesimin ise ücretsiz bakım emeğiyle evin bütün yükünü taşıdığını göstermektedir. Şiddetin önemli bir boyutu bu ekonomik zeminden beslenmektedir. Kadın kenti inşası, bu tablo dönüştürülmeden şiddetle ve eşitsizlikle mücadelenin eksik kalacağını kabul eder. Bu nedenle kadın kooperatiflerini ve ekonomik yapılarını yalnızca el işi ve gıda üretimiyle sınırlamayan, tarımdan bakım hizmetlerine, kültür-sanattan turizme, dijital üretimden teknik alanlara kadar genişleten bir kadın ekonomisi ağı kurulacaktır. Şiddete maruz kalmış ve sığınak süreçlerinden geçmiş kadınlar için özel istihdam ve geçiş programları geliştirilecektir. Belediyelerin alım, kiralama ve ihale süreçlerinde kadın kooperatiflerine öncelik tanınacak, kadınlar için sosyal konutlar, komün üretim alanları ve dayanışma bütçeleri oluşturulacaktır. Kadın emek buluşmaları ve kültür festivalleri bu hattın görünürlük ve dayanışma zeminlerinden biri olacaktır.
İhtiyaçlara göre hizmet hedefte
Bakım emeği, kadınların yaşamını ve kentle kurduğu ilişkiyi baştan sona belirleyen temel bir alandır. Kadın kenti inşası, bakımı özel alana ve kadınlık görevine hapseden anlayışı aşmayı hedefler, bakımı kamusal bir sorumluluk ve hak olarak ele alır. Bu doğrultuda, her ilçede anadilde hizmet veren ve erişilebilir kreşler yaygınlaştırılacak, yalnız bakım veren anneler ve yoğun bakım yükü taşıyan kadınlar için istihdam destekleri, psiko-sosyal destekler ve dayanışma ağlarıyla bütünleşik programlar geliştirilecektir. Mahalle ve köylerde, kadınların üreme sağlığını, kanser taramalarını, ruh sağlığını ve şifalanma ihtiyacını merkeze alan, hastane koridorlarına sıkışmayan ve anadilde hizmet veren sağlık ve yaşam merkezleri bu hattın temel halkalarından biri olacaktır.
Çocuk yaşam merkezleri kurulacak
Kent mekanına dokunmadan kadın kentinden söz edilemez. Yüksek ve kapalı siteler, AVM odaklı merkezler, araç öncelikli planlama anlayışı, merdivenli, yokuşlu ve kaldırımsız sokaklar özellikle kadınları, engelli ve yaş almış bireyleri kent yaşamının dışına itmektedir. En temel ihtiyaçlar için dahi araca mecbur bırakılan kent düzeni, kadınlara ya evde kalmayı ya da erişimi olmayan bir yaşamı dayatmaktadır. Kadın kenti inşası, yatay, ekolojik ve mahalle temelli bir planlamayı esas alır. Mahalle ölçeğinde yürüyerek erişilebilen kültür mekanları, küçük ama güvenli kadın alanları, her ilçede çocukların oynayabildiği ve kadınların soluklanabildiği yeşil alanlar oluşturulacaktır. Çocuk yaşam merkezleri kurulacaktır. Toplu taşımada kadınların güvenliğini önceleyen gece hatları, engelliler için erişilebilir durak ve güzergahlar, bisiklet yolları ve güvenli altyapı düzenlemeleri hayata geçirilecektir. EkoJîn alanları, kent bostanları, bakım ve ortak yaşam alanlarıyla suyu, havayı ve toprağı koruyan ekolojik politikalar geliştirilecek, altyapı, su ve ulaşım sorunlarının en yoğun yaşandığı mahalle ve köyler öncelikli müdahale alanı ilan edilecektir.
Hafıza kurma zamanı
Kadınlar yıllardır bu kenttin hem yükü hem de hafızayı taşımıştır. Şimdi bu hafızanın mekanını kurma zamanıdır. Amed’deki her ilçede kadın hafıza alanları kurulacak, parklarda, meydanlarda, müzelerde, sokak isimlerinde ve kamusal sanat alanlarında kadınların şiddet, direniş, kayıp ve yeniden yaşam hikayeleri görünür kılınacaktır. Kadın kenti inşasıyla barış hattı birbirine bağlanacak, barış müzeleri, çocuklar için barış alanları ve çok dilli kültür-sanat çalışmalarıyla bu hafıza çoğaltılacaktır.
Sonuç üreten yapılar hayata geçirilecek
Parkların, durakların, alt geçitlerin ve gece güzergahlarının kadınların deneyimine göre yeniden düzenlenmesi, riskli mahallelerin verilerle belirlenerek öncelikli müdahale alanı ilan edilmesi bu inşanın ayrılmaz parçasıdır. Otobüs şoförlerinden zabıtaya kadar tüm kent çalışanları için erkek şiddeti ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda düzenli eğitim ve denetim mekanizmaları kurulacak, kadınların taciz ve şiddet bildirimlerini doğrudan izleyen, sonuç üreten yapılar hayata geçirilecektir.
Kadın Kenti Meclisi kurulacak
Kadın kenti yaklaşımının hayata geçmesi için kurumsal yapı ve bütçe zorunludur. Belediyelerde Kadın Kentleri Birimi kurulacak, bu birim tüm müdürlüklerle birlikte çalışarak kadın perspektifinin kent yönetimine yerleşmesini sağlayacaktır. Kent Konseyi, mahalle kadın meclisleri ve kadın örgütlerinden oluşan Kadın Kenti Meclisi kurulacak, bu yapı yalnızca danışılan değil, gündem kuran ve izleyen bir mekanizma olacaktır. Stratejik planlar, bütçeler ve büyük kentsel kararlar bu meclisin görüşü alınarak şekillendirilecektir. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme belediyelerin temel çalışma ilkesi olacak, şiddetle mücadeleye, bakıma, kadın ekonomisine, hafızaya, ekolojiye ve erişilebilirliğe ayrılan kaynaklar düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Ortak dijital platformlar geliştirilecek
Kadın kenti, yalnızca duyguyla değil veriyle kurulan bir süreçtir. İl ve ilçe düzeyinde kadın yoksulluğu, şiddet, bakım yükü ve mekansal güvenlik haritaları çıkarılacaktır. Kadınların, çocukların, engellilerin ve yaş almışların sorun ve önerilerini iletebileceği dijital ve yüz yüze katılım kanalları oluşturulacaktır. Taciz ve güvensizlik bildirimlerinin yapılabildiği, kamu hizmetlerinin izlenebildiği ortak dijital platformlar geliştirilecektir.
Kadın Kenti Eylem Planı hazırlanacak
Kadın kenti ilanının ardından her belediye belirli periyotları içeren Kadın Kenti Eylem Planı hazırlayacak, veri paylaşım sistemi kurulacak, park ve altyapı yatırımlarında toplumsal cinsiyet etki analizi zorunlu hale getirilecek, engelli erişilebilirliği denetimleri yılda en az iki kez yapılacaktır. Her birimin yıllık faaliyet raporunda kadın odaklı çalışmaların yer aldığı özel bir bölüm bulunacak, kurum içi mobbing ve taciz şikayetlerinin takip edildiği mekanizmalar tanımlanacak, engelli erişilebilirliği, şiddet ve güvenlik, bakım ve kadın ekonomisi başlıklarında yıllık Kadın Kenti İzleme raporu yayımlanacaktır.
Kadınların sözü ve yaşam hakkı esas alınacak
Tüm bu çalışmalar üç aşamada hayata geçirilecektir. İlk aşamada pilot mahallelerde bakım alanları, şiddetle mücadele ve başvuru hatları, veri toplama ve izleme mekanizmaları kurulacak, Kadın Kentleri Birimleri çalışmaya başlayacaktır. İkinci aşamada bu uygulamalar tüm merkez ilçelere ve seçilen dış ilçelere yayılacak, sosyal konut çalışmaları ve kadın ekonomisi ağı güçlendirilecektir. Üçüncü aşamada ise kent planı ve belediye bütçesinin bütünü kadın kenti yaklaşımıyla uyumlu hale getirilecek, kadınların sözünü ve yaşam hakkını esas alan bu yerel yönetim hattı kentin kalıcı zemini olacaktır.
Bu deklarasyonla, DEM Partili yerel yönetimler, Kent Konseyi, kadın örgütleri, sendikalar, meslek odaları, ekoloji ve engelli örgütleri, çocuk ve genç platformlarıyla birlikte bu kenti kadın aklıyla, kadın emeğiyle, kadın hafızasıyla ve kadınların barış ısrarıyla yeniden kurma niyetindeyiz. Kadın kentleri dediğimiz şey bu coğrafyanın Jin, Jiyan, Azadî sözünün imar planına, bütçe kalemlerine, park ve sokak isimlerine, otobüs güzergahlarına, bakım alanlarına ve hafıza mekanlarına yazılmasıdır.”







